Bir baba ile oğlunun yanmış kül olmuş Amerika topraklarındaki yolculuğu anlatılıyor eserde. Yolculuk ettikleri yer ise orada kendilerini neyin beklediğini bile bilmedikleri bir sahil.
Birbirlerinden ve altıpatlar silahlarından başka kimsesi olmayan bu baba oğulun yolculuğundaki en önemli unsur, nihai yıkıma uğramış, karşılaştıkları ya da karşılaşabilecekleri herkesin kendilerini öldürmek istediği bu dünyada birbirlerine karşı besledikleri şefkat ve sevgi.
Çaresizliği, açlığı, susuzluğu, öldürücü soğuğu ve ıstırabı kemiklerimize kadar hissediyoruz Yol'da. Bu küle dönmüş cehennemde, baba ve oğul, kendi tanrılarını yaratmak zorundalar ve yarattıkları tanrı umuttan başka bir şey değil.
Post-apokaliptik (kıyamet sonrası) türünün en iyi örneklerinden biri olan bu eserin 2009 yılında yayınlanmış bir de filmi mevcut.