Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Böyle Gelmiş Böyle Gitmez - 1

Yol

Aziz Nesin

Yol Gönderileri

Yol kitaplarını, Yol sözleri ve alıntılarını, Yol yazarlarını, Yol yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bir atasözümüz var: “Her koyun kendi bacağından asılır”. Evet doğru, her koyun kendi bacağından asılır ama, koyun olduğu için... İnsanlar koyun değil ki... Hiçbir insan yalnız kendi bacağından asılmaz; her asılanla biraz da biz asılırız, her açla açız, her tutukluyla tutukluyuz. Mutluluk, başkaları mutsuzken, yalnızlıkla olmaz, toplulukla olur. Aç insanlar olduğunu bilirken, lokmalarım rahatlıkla boğazımdan geçmiyor; soğukta titreşenler varken, odamdaki sobamda ısınamıyorum.
Dönüp dolaşıyorum çamların arasında kendi yalnızlığımla; beni bütün yaşamımda hiç yalnız, hiç tek başıma bırakmayacak olan en iyi dostum yalnızlığımla; bana kendi kendime yetmeyi öğreten yalnızlığımla; bana direnmenin, dayanmanın dersini veren yalnızlığımla; beni bibaşımayken de kalabalık eden yalnızlığımla, her bırakılmışlığımda, her yıkılmışlığımda elimden tutan yalnızlığımla...
Reklam
Çoğunun güçsüzlük sandığı yalnızlık, yalnızlığınca kalabalıklaşmasını öğrenmiş insanlar için en büyük güçtür. Boşuna, yalnızlık Allaha özgü, denilmemiş...
Ah, kitaplarla dolu bir odam olsaydı, ben kitaplarımın içinde, hiçbir dış tedirginlik olmadan, durmadan okusaydım.
Herkes her yaşta çocuktur. Aradabir, “Verin bulutlarımı, onlar benim oyuncaklarımdı! Verin annemin türkülerini!” diye bağırasım gelir. Sonra da gülerim kendime. Elli yaşında bir adamın, “Verin oyuncaklarımı!” demesi gülünç değil mi? Ama nice gizlersek gizleyelim, hepimiz her yaşta yine çocuğuz; kimimiz elli yaşında bir çocuk, kimimiz yetmişinde bir çocuk... İyi ki bu çocukluklarımızdan bir küçümen parça içimizde gizli kalıyor. Yoksa büsbütün çekilmez olurduk...
Bişeylerin, önemli bişeylerin değişmesi gerekli. İyi adam deyince büyükler, yumuşak başlı, kabuğuna büzülmüş, nemegerekçileri anlıyorlar; hep böyle yılgın insan yetiştiriyorlar. Oysa ilerleme, hep başkaldırmalardan, aşırılıklardan, kabına sığmazlıklardan doğmuştur.
Reklam
Eğitim diye, iyi adam yetiştirmek diye, çocukların, gençlerin önüne, boylarınca dikenli çalılar koyuyorlar. Bu dikenli çalılar arasından sıyrıklar, yara bereler içinde geçip, kan içinde kalıp kurtulmak zor, çok zor...
Ancak toplum düzene kavuştukça, insanlar, tesadüflerin elinde oyuncak olmaktan kurtulurlar.
Ah zavallı yaşantılarımız, nasıl boşuna, nasıl isteklerimize aykırı geçti, nasıl!..
İsmail Safa
Eyvah... Vefa korkarım artık heder oldu. Lâkin tanıyan girye ile yâd eder oldu
Reklam
Biz, gözü yaşlı insanlarız; sevinir ağlarız, üzülür ağlarız, kahrolur ağlarız. Mizahımız da bundan ötürü, gözyaşlarından süzülmüş bikaç damla kahkahadır.
Genç kuşaklara bugün, “Eskiden toplumda ahlak daha iyiydi, daha sağlamdı,” derlerse inanmasınlar. Eskiden ahlak, her yönden bugünkünden çok daha çürüktü, bozuktu. Özellikle cinsel ilişkiler çok pisti. Ne var ki bu pislikler, çok daha örtülü, saklı, gizliydi, ama yine de herkesçe bilinirdi.
Hangi masaldı o; büyük bir kuş biçimine giren kurtarıcı peri, zindandaki delikanlıyı sırtına alıp uçuruyordu. Ama birlikte uçarlarken kuş “gak” dedikçe su, “guk” dedikçe et verecekti delikanlı; yoksa bulutların üstünden yere düşüp paramparça olacaktı. Kuşa verecek suyu, eti tükenmişti de, delikanlı umut ülkesine ulaşabilmek için, sırtına bindiği kuş biçimindeki periye “gak” dedikçe su yerine kanını, “guk” dedikçe et yerine yüreğinden bir parça veriyordu. İşte böyle böyle umut ülkesine varıp kurtulmuştu, ama kanı da, yüreği de tükenmiş, bitmiş olarak...
Bütün suçum, kendilerini arıbeyi sanan eşekarılarını tedirgin etmiş olmamdır.
"Böyle gelmiş böyle gider” demekten çıkarı olan bütün sömürücüler, bütün çıkarcılar, bütün aldatıcılar, ve aldatılanlar şunu iyi bilsinler ki: Böyle gelmiş ama böyle gitmeyecek! Çocuklarımız, bütün bu çektiklerimizi çekmeyecekler. Biz yoğun bir bataklık çamuru içinde sürünerek kendimizi kurtarıp şimdi olduğumuz bu yere geldik. Aynı yoldan geçip kendilerine iyi bir yaşama düzeni kurmuş olanlardan kimisi şöyle der: – İnsanın kendisinde yetenek olduktan, çalıştıktan sonra başarmamak olanaksızdır. Yalandır bu sözler. Geçip kurtulduğumuz o yoğun bataklığa gömülüp boğulanlar ne oldu? Bizim kurtuluşumuz bir iyi tesadüftür. Bu acılar çekilmeyecek bigün. İnsanlar eşit fırsatlarla yarışa girecekler. Bugün olduğu gibi, ayakları bağlanmış olanla, antreman yapmış olanları birlikte yarışa sokup, – İşte özgürlük var, koşun bakalım, kim kimi geçecek!.. denilemeyecek.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.