Londra'da tanıdığı erkekler kendi seslerine aşıktı. Karşısındaki konuşurken dinlermiş gibi yaparlar ama aslında kendi sıralarının gelmesini beklerlerdi.
" Diyelim ki gerçekten ruhumuz var. Hayattayken içimizde. Öldüğümüzde ayrılıyor. Ruhumuz gerçekten olsa bile hayatımızla bir ilgisi yok ki. Ruhla hiçbir şey yapamıyoruz. Ölçemiyoruz, doğrulayamıyoruz, çıkarıp kavanoza koyamıyoruz... "