Yolgeçen Hanı

Pınar Selek

Yolgeçen Hanı Posts

You can find Yolgeçen Hanı books, Yolgeçen Hanı quotes and quotes, Yolgeçen Hanı authors, Yolgeçen Hanı reviews and reviews on 1000Kitap.
''Güneş küstah olur mu hiç? Mutsuz vakitlerde, olur. Küstahtı çünkü her şeye rağmen insanın gözünün içine içine bakıyor, güzelliğiyle yakıyordu.''
399 syf.
·
Not rated
1980 darbesinin sonrasında Yedikule ve Bostancı semtleri arasında gel-gitlerle yaşananları anlatan kalabalık kadrolu çok sıcak,aşk dolu ama biraz hüzünlü bir Pınar Selek romanı Yolgeçen Hanı. Zaman zaman Ermeni olaylari, varlık vergisi,Rum göçü gibi olaylara göndermelerle her kesimden insanın yaşadığı Yedikule 'yi canlı bir varlık gibi tasvir etmiş Selek. Romanın belki de ana karakteri diyebiliriz onun için. Türkü, Kürdü, Ermenisi, Yahudisi,Sağcısı-solcusu,okumusu, okumamışı ,kadını , erkeği, çocuğu, tesettürlüsü, fahişesi ile herkesin birbirini olduğu gibi kabul etmekte pek de zorlanmadığı bir dostluk romanı da diyebiliriz. 12 Eylül 'ün acıları, doksanlar devrimcilerinin sorunlari, yanlışları legalite-illegalite sorunları ,hayati anlamlandiramama, varoluş sorunları, kendini bulabilmek için çıkılan yolculuklar da romanı bir diğer konuları. Elif,Sema,Hasan,Rafi,Salih,Fiko gibi gençler Artin Usta,Eczacı Cemal,Gülcan, Hande gibi hayatin bütün zorluklarını yaşamış yetiskinlerin ellerini hep üzerlerinde hissederler. Asla yalnız değildirler. Asla çıkışsız değildirler. Romanın çok lirik bir dili var. Başından sonuna bu dili korumuş yazar. Ancak bir süre sonra biraz baymaya başlıyor bu dil.Bir de bazı devrimci jargon sorunları var. Illegaliteden çıkmaya çalışan bir karakterin nedenleri çok ortaya konmamış. Biraz eksik kalmış. Tüm bunlara rağmen çok sıcak bir roman. Ben de o karakterlerle bir süre Yedikule'de yaşadım.
Yolgeçen Hanı
Yolgeçen HanıPınar Selek · İletişim Yayınevi · 201134 okunma
Reklam
Yahudi müzesinin (Berlin) avlusundaki sürgün anıtının içine girince kala kaldım. Devam edemedim. Sanırım orada karar verdim durmaya. Sürgün hiç seninle olduğu başka nasıl anlatılır? Labirent gibi bir anıt. Çevrende duvarlar var. Yer eğik, duvarlar eğik. Yürürken basın dönüyor. Ne bastığın yere güvene biliyorsun ne de çevrendeki duvarlara. Tutunabileceğin, köksalalabileceğin, sağlam duracağın hiçbir şey yok.
mücadelenin, özgürlüğün, adaletin savaştan başka bir yolu olmalı
İstanbul büyük şehir. Orasında burasında bir sürü hikâye. Bir yanı ağlarken öbürü güler. Küçük dünyaların büyük karışımı. Zamanların ve mesafelerin... Anıların ve umutların... Kesik parmakların, gül dudakların, saklı bakışların...
Hani Kavafis diyordu ya... "Başka bir ülke bulamazsın... Başka bir deniz bulamazsın... Bu kent arkandan gelecektir... Dönüp dolaşıp bu kente geleceksin sonunda." İşte belki de bu yüzden Gomidas'in külleri burada. Tesadüf değil benim de buraya varmam. Kül müyüm yoksa ben?"
Reklam
Ben Rafi'yle yakaladığımız sınırsızlık duygusunu sevmiştim
Bu çocuk, sevmesini bilen çocuk. Sevmesini gerçekten bileni bulmak zor. Bazıları aşkından şiir yazar, şarkı okur ama sevdiği için fedakarlık yapmaz. Baksana, etrafına nasıl koşturuyor, kardeşiyle, yeğeniyle, annesiyle, Gulistan'la nasıl ilgileniyor... Annesini nasıl seviyor... Seni de çok seviyor. Anlarım ben. Üstelik saman alevi gibi olmaz böylelerinin sevgisi. Geniş yürekliler çünkü. Artık geniş yürekli pek kimse kalmadı.
Seninle birlikteyken içimde yüzlerce kuş kanatlanıyor
Bu pis dünyanın neresine yerleştireceğiz aşkı?
Reklam
Her şey renk değiştiriyordu belli. Ama hepsinin bir anlamı vardı. Acı, yaşam ve ölüm… hepsi renk bırakıyordu insanın üstünde.
Hiç unutma, yaşamın ödüncü olmaz.
'Irmaklardan şaraplar akacak, diyorsun. Cennet-i ala meyhane midir? Her mümine kırk huri diyorsun, Cennet-i ala kerhane midir?'
28 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.