Yolların Sonu
Arkadaşlar, haydi artık saflar dizilsin!
Uzak, yakın ufuklardan koşup gelerek
Belde çelik kılıç, içte çelikten yürek
Taşıyanlar saflardaki yerini bilsin!
Bir çığ gibi yürüyelim gözler ilerde;
.
.
.
Gözlerim esrâr-ı hüsn ile şaşkın
Dolaştım pür-sukûn, bî-huzur, coşkun;
Gönlümde ezelî, lâyemût aşkın
Husûf kabul etmez mehtâbı vardı.
Gönlümde güneşler ve aylar battı,
Yıldızlar derdime yeni dert kattı.
Rüzgârlar otlara beni anlattı,
Her şeyin neşve-i şebâbı (*) vardı.
Dün gece tabiat nasıl vakurdu
Allah'ın da nabzı aşk ile vurdu…
Yollarda bir garip dolaştı, durdu,
Elinde sevdânın kitabı vardı.
Hüseyin Nihal Atsız