Yönelişler

Nathalie Sarraute

Yönelişler Quotes

You can find Yönelişler quotes, Yönelişler book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Herkesin gözünde gerçek hazine değerinde olan şeylerin gizlendiği yeri sezmiş , kokuyu almıştı .
Sayfa 63
Reklam
Öğleden sonraları hep birlikte çıkarlar , kadınca yaşamlarına dalarlardı . Oh ! ne harika bir yaşamdı bu !
Sayfa 59
Anlaşılan , onun gözünde , yemeği soğutmaktan , bekletmekten daha hor görülür , daha ahmakça , daha tiksindirici , daha yakışıksız bir şey yoktu ve aşağılık , zavallı biri olmanın bundan âlâ belirtisi olamazdı .
Sayfa 38 - iletişim yayınları
Ve konuşuyorlardı, biteviye konuşuyorlardı, a­ynı şeyleri tekrar ede ede, evirip çevirerek, tekrar­dan evirip çevirerek, bir bu yönden, sonra öbür yön­den, hep yoğurarak, aynı şeyleri yoğura yoğura, ken­di hayatlarından elde ettikleri ("hayat" diyorlardı buna, ve bu konu onların alanıydı), bu kısır ve nan­kör konuyu parmakları arasında yuvarlaya yuvarlaya, yoğura yoğura, çekip uzatarak, ve yuvarlaya yuvar­laya, ta ki "hayat", nihayet, parmakları arasında ufacık, şekilsiz bir şey, boz renkli küçük, yuvarlak bir top olmaktan ileri geçemesin.
Mutfaktan sızan basit ve yapışkan düşünce onu etkilemekteydi, biteviye tekrarlanan, hep olduğu yer­de dönüp duran, daima yerinde sayarak, kısır bir dön­gede gibi hep aynı yerde dönen düşünce, başları dönmüş de bir türlü duramıyorlarmış gibi, mideleri bulanmış da kendilerini alamıyorlarmış gibi, tırnak kemirilir ya da deri soyulurken duyulan parça parça koparma arzusu gibi, kurdeşen olunca nasıl kaşını­lırsa ya da uykumuz kaçtığında nasıl yatakta dönüp durursak, biteviye konuşuyorlardı, zevk duymak, acı duymak isteğiyle, kendilerini bitip tüketinceye, nefesleri kesilene kadar.
Reklam
Tıpkı onun gibi bir yığın asalak, amansız açlar vardı ki, her yayımlanan makaleye sülükler gibi ya­pışıyorlar, sümüklüböcekler gibi her yana yayılıyor­lardı. Rimbaud'nun şurasına burasına salyalarını akı­tıyorlar, Mallarme'den bir şeyler emiyorlar ve, aralarında Ulysse'i ya da, Malte Laurids Brigge'nin Not­ları'nı elden ele geçirerek, bayağı anlayışlarıyle bu yapıtları ökseliyorlar, hapsediyorlardı.
Daima cevap vermek gerekiyordu kendilerine, hem de tatlılıkla cesaretlendirmek kendilerini, özellikle, özellikle, kendimizi onlardan farklı gördüğümüzü bir an bile sezdirmeden. Önlerinde eğilmeli, eğilmeliydi, hiç oluncaya kadar, " Evet, evet, evet, evet, haklısınız, pek tabi", işte onlara söylenecek sözler bunlardı.
Sayfa 27 - bilgi yayıneviKitabı okudu
Fransız Yeni Roman'ın Gücü Adına
Her taraftan kaynıyor gibiydiler, havanın nemlice ılıklığında ortaya dökülmüş, yavaş yavaş akıyorlar, duvarlardan sızar gibi, tel çevrili ağaçlardan, kanepelerden, kirli kaldırımlardan, meydanlardan dökülüyorlardı. Evlerin ölü cepheleri arasında, uzun ve koyu salkımlar halinde, gevşeyerek uzanıyorlardı. Uzak aralıklarla, mağazaların vitrinleri önünde, hafif tıkanıklıklar şeklinde yer yer girdap yapan daha yoğun ve durgun biriktirmeler meydana getirmekteydiler. Tuhaf bir rahatlık, umutsuz bir hoşnutluk yayılıyordu varlıklarından, “Exposition de Blanc” daki kar yığınlarına ustaca benzetilmiş çamaşır kümelerine, ya da vitrindeki bir taşbebeğe ilgiyle bakıyorlardı, bebeğin gözleri ve dişleri eşit süreyle yanıyordu, sönüyordu, yanıyordu, sönüyordu, yanıyordu, sönüyordu, hep eşit sürelerle, tekrardan yanıyordu, tekrardan sönüyordu. Uzun uzun, kımıldamadan, öylece bakıyorlar, uzaklaşmayı hep bir sonraki süreye bırakarak, vitrinlerin önünde kendilerinden geçmiş, kalakalıyorlardı. Ellerinden tuttukları sessiz ve durgun çocuklarsa, bakmaktan bezmiş, dalgın, uysal uysal bekleşiyorlardı yanıbaşlarında.
Sayfa 21 - Bilgi YayıneviKitabı okudu
“Fakat bunun ötesinde istedikleri bir şey yoktu, hepsi buydu işte, biliyorlardı bunu, hiçbir şey beklememek ve hiçbir şey istememek gerekti, hepsi bu kadardı işte, bunun ötesinde bir şey yoktu, buydu işte, “hayat,” denen. Ne başka bir şey, ne de bundan fazla bir şey, ha burası olmuş, ha şurası, anlamışlardı artık bunu.”