You can find Yönetmen Sineması books, Yönetmen Sineması quotes and quotes, Yönetmen Sineması authors, Yönetmen Sineması reviews and reviews on 1000Kitap.
Modernizmle birlikte dinin yerine ikame edilmeye çalışılan sanat, dinden kutsallığını da ödünç aldı. Boşluk kabul etmeyen doğa gereği Tanrı'nın terk ettiği düşünülen dünyada yeni tanrılara, yeni yaratıcılara ihtiyaç vardı. Bu çerçevede Tanrı'nın yerine sanatçı, dinden boşalan kutsalın alanına da sanat yerleştirildi. Bir zamanlar hakikati aramanın bir aracı/yolu olan sanat, bundan böyle itibar kazanmanın ve kendini seçkin bir entelektüel çevreye dâhil hissetmenin de yolu olageldi. Niyetlerin yolunu, yönünü şaşırdığı bu düzlemde sanatın da, sanat eseriyle muhataplığın da tanımı elbette değişti.
Biz canlıların cehennemi gelecekte var olacak bir şey değil, eğer cehennem varsa, burada, çoktan aramızda; her gün içinde yaşadığımız, birlikte, yanyana durarak yarattığımız cehennem. İki yolu var acı çekmemenin: Birincisi pek çok kişiye kolay gelir. cehennemi kabullenmek ve onu görmeyecek kadar onunla bütünleşmek. İkinci yol riskli: sürekli bir eğitim ve dikkat istiyor, cehennemin ortasında cehennem olmayan kim ve ne var, onu aramak ve bulduğunda tanımayı bilmek, onu yaşatmak, ona fırsat vermek.
Taşra, kaplumbağanın bağası gibi gittiği her yere taşınan bir evi imgeler. Ne kadar uzaklaşılırsa o kadar yaklaşılan varoluşsal bir evrendir. Kabuk her ne kadar canlıyı korusa ve emniyet duygusu ile sonsuz bir dinginlik hissi uyandırsa da ona sınırlar çizdiği, koşulsuz bir özgürlükten uzakta tuttuğu ölçüde bir hapishanedir de. Taşra, Ceylan'ın karakterleri için bu nedenle tıpkı bir kaplumbağanın kabuğu gibi, taşınması güç bir yük, ancak ondan uzaklaştığında karakterlerini tümden "ontolojik evsizliğe" mahkûm eden bir "ev" olarak belirir. Kabuk imgesi, özgür ve bağımlı varlık diyalektiğini de bünyesinde taşır.