İsveçli yönetmen inanç, ihanet, yalnızlık ve ölüm etrafında dönen sert, çoğunlukla da yıkıcı hikayeler çekti ve bunlar yoğun yakın plan çekimleri, dürüst oyunculukları ve ürpertici şekilde aydınlatılmış imgeleri ile sinemacılık anlayışını değiştirdi.