Kimi aydınlıktan, güneşten korkar bu dünyada, kimi kendi gölgesinden. Korkanları anlayanlar ise onları yönetirler, İskender gibi dünyaya hakim olurlar.
Tavsiye ederim. Kitabın gerek akışı olsun gerekse Üstün Hocamızın nükteli üslubundaki kalite olsun okuduğunuz zamanı verimli değerlendirmek isteyenlere adeta bir hediye. Sonunda heykel ile günümüz dünyasındaki bir çok şeyi bağdaştırma imkanı buluyor insan.
savaşlar, sadece onları çıkaranlar için kaçınılmazdır, savaşanlar için kaçınılabilirdir, kaçınılması gereklidir.Çünkü savaşanlar her zaman savaşı kaybeder, savaştıranlar ise kazanır...
Gerçek sevgi, sert rüzgarlara dayanan kayıklar gibidir. Yalpalar ama kolayına batmaz. gerçek sevgi, güneşin altındaki ağaç gibidir, gölgesi sağa sola gider ama o hep aynı yerde durur
Kitaba an itibariyle başlıyorum. Şimdilik hızlı okunuyor ama .
"Sergen, kendi yağıyla kavrulan bir kasabadır. Sergenliler kıt kanaat ama huzur içinde yaşayan insanlardır. Bir gün, diğer kasabalarda, şehirlerde yaşayanların kahraman dedelerine ait birer heykeli bulunduğunu öğrenirler; kendilerinin böyle bir kahramanları olmadığına üzülürler. Uzun tartışmalar sonucu, kasabanın artık yaşamayan romancısı Narlı Nine nin heykelini yapmaya karar verilir. Heykel tamamlandıktan sonra çalınır. Kısa süren yas döneminin ardından Almira Hala nın önerisiyle boş kalan kaidede birer saat süreyle heykel gibi durmaya karar verirler. Bu çözüm kasabayı mutlu eder. Canlı bir heykele sahip bu kasaba ülkede ve dünyada ilgi odağı olmuştur."
sadece hikaye anlatılmıyor, aralarda güncel hayata dair örnekler, eleştiriler, fıkralar sıkıştırmış.Güzeldi, okunur