Özlemle dolu bir gün. Ev özlemi değil bu, evdeyim zaten. Daha çok, geçmişteki böyle günlere özlem benimkisi. O halde “özlem” değil “hüzün” demem gerek.
Yıllardır yarım yapıyorum her şeyi. Yıllardır bedenim yarım. Ne omuz omuzayım ne göğüs göğüse; ne de yanyana olabilmenin doğallığı var yıllardır. Birazdan sağıma gideceğim. Yarın sabah gene gideceğim sağıma. Haftanın geri kalan günlerinde de tabii ve gelecek hafta da. Ama artık yeter, her şeyin olacağına varması için başımı ineklerin altına sokmaya devam edemem artık. Budala gibi.