Sartre, düşselliğin gerçekliğin bir analojisi [ana logon] olduğunu söylerdi; düşselliğin bizim bazı ha kikatlere verdiğimiz ad olduğu ve tüm hakikatlerin kendi aralarında benzeşik oldukları söylenebilir. Bu farklı hakikat evrenleri ruhun değişmezleri değil, tarihin konularıdır.