Yüzleşme II

Hamdi Tayfur

Yüzleşme II Posts

You can find Yüzleşme II books, Yüzleşme II quotes and quotes, Yüzleşme II authors, Yüzleşme II reviews and reviews on 1000Kitap.
Bu topraklarda iki büyük hastalık var: Sorgulanmayan dine körü körüne bağlılık ve milliyetçilik. İkisinin de özünde bağnazlık var..
Toplu ibadet, ibadet değil siyasete ve dinsel otoritelere hizmet eden toplumsal bir faaliyettir.
Reklam
Aklı Şartlandırın
Hiçbir din aklı esas almaz, insanları gerçekten akletmeye teşvik etmez, en fazla onu kullanır. Kurandaki akletmeye teşvik, aklınızı çalıştırın da hakikati bulun/arayın türünden bir teşvik değildir asla. Tersine hakikat vardır, verilidir, bu da vahyin mesajlarıdır ve Kur’an akledin derken, size verdiğim hakikati onaylamak için aklınızı biçimlendirin demiş olur. Bu ise akletmek değil, aklı şartlandırmaktır.
Dinlerin ahiret inancının, kötülüğü önlemek bir yana, ahirete ertelenen adalet duygusu ve bu inançlar üzerinden din adamlarının ve siyasilerin halk tabakaları ve özellikle dindarlar üzerinde kurduğu tasallut ve bitmez tükenmez sömürüler nedeniyle son derece zararlı ve terk edilmesi gereken bir inanç olduğunu düşünüyorum.
Soyut put
Tanrı’nın şahıs tanrıya indirgenmesi veya tüm mükemmel özelliklerin bir şahısta somutlaştırılması ortaya puttan veya soyut puttan başka bir şey çıkarmamaktadır. Bu yüzden dinler, özellikle semavi dinler ve İslam, insan gözünde mükemmel ölçülere uyan bir şahıs put tasvir eder. Sonra da işte Tanrı’nız budur, O’na itaat edin der. Soyut ve kavramsal düşünme yetisi yetersiz insanlar için bu durum gayet normal kabul edilmelidir.
Kimsenin inandığı gibi inanmak, kimsenin düşündüğü gibi düşünmek, kimsenin anladığı gibi anlamak zorunda değilim.
Reklam
Ederim.Sayarım.Var.Çeviririm.Çıkarım.Sayarım.
Kaderinizi inkâr edebilir misiniz? Geleneğinizi ve kültürünüzü yok sayabilir misiniz? Aldığınız mirası yatsıma hakkınız var mı? Tarihinize sırt çevirebilir misiniz? Ailenizin, içinde doğup büyüdüğünüz toplumun dışına çıkabilir misiniz? Zorunlulukları yok sayabilir misiniz?
Suruş ve Sebuşteri Kur’an’ın tümüyle Peygambere ait olduğunu, vahyin ise lafız ve manadan ayrı bir olgu olarak değerlendirilmesi gerektiğini iddia etmektedir. Suruş, Kur’an’ı “Muhammed’in sözü”, Sebuşteri ise, “Vahyin eseri” olarak nitelemektedir.
Dindarın ahlâkı aslında hastalıklı bir ahlaktır. Çünkü dindar olmak demek 24 saatin dine göre, dışarıdan programlanması demektir. Bu ise kişinin nasıl yaşayacağına, nasıl düşüneceğine, nasıl inanacağına dair düşünmeye ve iradesi ile karar vermeye hiç bir özgür alanın bırakılmaması anlamına gelmektedir. En iyi dindar aslında kendisine en çok yabancılaşan ve bu yabancılaşmanın sonunda benliğinden olabildiğince uzaklaştığı için kendi kendisini kandıran ve en çok yalanı kendine söyleyen insandır. İnananabilmek için sürekli kendine yalanlar bulur ve bunlara şiddetle inanır dindar insanlar.
Ahlak
Dindarın ahlakı korku ve ümitten beslenir. Cehennemde yanacağından korktuğu için veya cennette kazanacağı büyük mükafatların -mesela hurilerin- hayaliyle ahlaklı davranan bir dindar, gerçekten üstün bir erdeme sahip olduğu için, kâmil bir insan vasfıyla, doğruyla yanlışı tartıp iradesini iyiden yana kullandığından veya aklının ve vicdanının tesiriyle değil, çocuksu bir ceza korkusu veya ödül beklentisi ile ahlaklı (!) davranmayı tercih etmektedir. Dindarın ahlâkına dinin tesiri vahşi bir hayvanın etrafına saldırıp dehşet saçmasını engelleyen bir kafesin tesirine benzer. Din, korkutarak veya ödül vaadi ile dindarın vahşetini, kötülük yapmasını engelleyen bir kafes gibidir.
Reklam
"Kur’an’ın, kaynağı Muhammed’in insani vicdani olan ayetlerinin Kur’an şövalyelerine tek bir faydası bile yoktu."
Sayfa 107 - e-bookKitabı okudu
"Allah Peygambere kelam etiğinde, kelam etmeden önceki ve sonraki bir “an” vardır. Peygamber tanrılaşıp zamanın dışına çıkamayacağına göre Allah zamana dahil olmaktadır. Allah’ın zamana dahil olması ise insanlaşmasıdır. Oysa Allah zamandan ve mekândan münezzehtir. Çünkü zaman ve mekânın içinde olmak eksikliktir. Oysa Allah’a eksiklik izafe edilemez. “Allah dilerse her şey mümkündür!” klişesi ise, bu mesele için veya diğer sorunlar için öne sürülebilecek bir delil olarak kabul edilemez."
Sayfa 103 - e-bookKitabı okudu
103 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.