Nimet abla, Nâzım Hikmet’i getiriyorlar!’ diye yanıtlar. Annem gerisini şöyle anlatır: ‘Upuzun bir boy, arkaya taranmış saçlarının her telinde bir egemenlik havası varmış gibi, iki jandarma arasında yürüyen bir kişi... Sanki jandarmalar onu değil de o jandarma askerlerini koruyormuş gibi bir görüntü... Kendinden emin olarak koridordan geçti...’