16-17.Yüzyıllar: Kapitalizm ve Dünya

Yüzyılların Gerçeği ve Mirası Cilt III

Server Tanilli

Yüzyılların Gerçeği ve Mirası Cilt III Posts

You can find Yüzyılların Gerçeği ve Mirası Cilt III books, Yüzyılların Gerçeği ve Mirası Cilt III quotes and quotes, Yüzyılların Gerçeği ve Mirası Cilt III authors, Yüzyılların Gerçeği ve Mirası Cilt III reviews and reviews on 1000Kitap.
560 syf.
5/10 puan verdi
·
Read in 101 days
Selam sevgili okur! İlgili dönemleri ayrıntılı bir şekilde okumak istiyorsanız bu seri tam size göre. Ancak genel bir bilgi edinmek gibi bir amacınız varsa, yani o dönemin belli başlı tarihi olaylarını öğreneyim bana yeter diyorsanız sizi zorlayan bir seri olabilir. Ben tam olarak bu ikisinin ortasında duruyorum. Çok genel olmasın ama bu kadar da ayrıntılı bilgi olmasın istiyordum. Okuduğum tarih kitapları genellikle belli başlı tarihi olayları genel çerçevede ele alıyordu. Server Tani ise her ülke nezdinde tek tek ele almış ve ortaya oldukça ayrıntılı bir çalışma çıkmış. Bu nednele beni de biraz zorladığını itiraf etmek zorundayım. Günümüze yaklaştıkça belki durum farklı olabilir fakat bu cildi okurken biraz zorlandım. Herkese keyifli okumalar diliyorum.
Yüzyılların Gerçeği ve Mirası Cilt III
Yüzyılların Gerçeği ve Mirası Cilt IIIServer Tanilli · Adam Yayınları · 200465 okunma
Asya Inanclarinin felsefesi
Her insan daha önceki yaşamında lâyık olduğu bir varlığı sürdürür ve, mutluluk denen şey, bu değişen düşler dünyasında daha iyi olmak değil, tersine "ben"i yok etmektir.
Reklam
Çin, hıristiyan dininden yakasını sıyırmış bir ahlâk arayan yığınla Avrupalıyı etkiledi.
Leibniz, bilime, bütün insanları birleştirecek bir evrensel uygarlığı gerçekleştirme aracı olarak bakıyordu. İnsanlar, bu evrensel uygarlığı, insanlığın çeşitli uygarlıklarını birleştirerek yaratacaklardı.
Konfuçius, avam için bir Tanrıydı; Okumuşlar için, bir insandı ve kültü de bir bilgenin anılmasıydı.
Wang-Yang-Ming
İnsan, ahlâkî gerçeğe akıl yoluyla varmaz: ahlâkî bir sezgi götürür ona. Bu sezgi, tanıtlanamaz, duyulur sadece. Herkeste bu sezgi vardır: Doğruyla yanlışın, iyiyle kötünün duygusu, doğuştan herkeste vardır bu. Bu duygu, üzerinde düşünmeden tanır ve öğrenmeye gereksinmeden hareket eder. Bu ahlâkî sezgi doğamızdan gelir bizim; böylece doğrudan doğruyadır ve yanılmazdır. Herkeste vardır o; bulanık biçimde de olsa, bir hırsızda, bir katilde de vardır. Ve dışarıdan gelmiş hiçbir bilgi onun yerini tutamaz. Ahlâkî sezgimizle onur duymalıyız: ve onun hükmünü her şeye, herkese karşı zenginleştirmeliyiz. Tanımak için de eylemde bulunmalıyız. Ahlâkî sezgiyi gerçekleştirmek için, bencil duyguları ve gururu kaldırıp atmalıyız; alçakgönüllü olmalıyız. İçimize eğilmek gerek; kendimize dönmek, boş düşünceleri bir yana bırakmak, imgeleri dizginlemek, başıboşluktan kaçınmak gerek. İyiliği uygulamak için güçlü bir niyet sahibi olmalı: Eskilerin kitaplarındaki gerçekleri kendinde bulmak için, kişisel bir çabaya girişmeli. Vicdan muhakemesi ve manevî mücadele, sürekli olmalı. Durmadan, bencilliği, açgözlülüğü, tutkuyu kendinde arayıp bulmalı ve bulunca da hemen kökünden söküp atmalı onları. Günlük uğraşlarımızın içinde de yapılabilir bu: çünkü, her uğraş, ahlâkî sezgiyi gerçekleştirmede bir malzemedir. Tek zorunlu olan budur. Böylece, ne bir köşeye çekilmeli, ne kitabî bilgileri yığmaya bakmalı, ne başkaları ne der kaygısına düşmeli!
Reklam
79 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.