İçinde bulunduğumuz andan her zaman uzaklaşıyoruz. Maddi olmayan, hiçbir boyutu bulunmayan zihinsel varoluşlarımız, doğumumuzdan ölümümüze kadar değişmeyen bir hızla zaman-boyutundan geçiyor. Tıpkı, var olmaya yer yüzeyinden seksen kilometre yukarıda başlamış olsaydık, aşağıya doğru yol alacak olmamız gerektiği gibi.