"Zamanın İzinde", bir ansiklopedi veya başvuru kitabı değil;
düşünceyle yoğrulmuş duygulara hitap ediyor,
bakan göz ile konuşan dil arasındaki uyuma ve gerilime yaslanıyor.
Enis Rıza’nın seçtiği fotoğraflar, toplumsal olan ile bireysel olanın
havzasında, sonsuzluğu an ile buluşturuyor. Bu fotoğrafların başına oturup, görünenleri ve asıl olarak görünmeyenleri kendi hayal dünyasında yoğuran
Ercan Kesal bir kilim gibi dokuya dokuya ortaya bir tasvir çıkarıyor.
Kendi hayatından parçalarla ördüğü bu tasvirde, kişisel olanın aynı zamanda
politik olduğu duygusundan hareketle, sıradan bir insanın düşleri ile toplumun
düşleri arasında dolanıyor.
Her düş, bir kabusu da gizler. Hayatlarımıza musallat olan kabus,
dönem dönem farklı suretlerle önümüze çıkıyor;
bazen bir işçinin yorgun yüzünde,
ya da küçük bir parkın kesilen ağaçlarında...