Sinem Aytop ile klasikleri okuma kararı aldık. kendim için liste hazırlarken güncel liste eksikliğini fark ettim. eksikliği gidermek için buradan da paylaşıyorum.
1) kuyruklu yıldız altında bir izdivaç
Zaniyeler
#jeangenet #balkon adlı tiyatro oyununu 1950' li yıllarda yazmış. #selahattinenis 1924 yılında #Zaniyeler romanını 🧐 Fakat bu iki eserde bana göre o kadar sert ve eleştire kapalıdır ki zaten yazıldıkları yıllarda kitaba dair yorumdan çok bir sansür, bir engellenme, insanlardan saklama arzusu baş göstermiştir. Her iki hikayenin ana ekseni statü, zenginlik, güç ve otoriter yetkilerle donatılmış kişilerin aslında ne kadar düşük ahlâklı, haris, zayıf karakterli ve korkak olduklarını bangır bangır söylemesidir. Balkon'da #Madamİrma ne ise Zaniyeler'de Fitnat o'dur. Bir kadının gözünden, üstelik toplum tarafından fahişe, orospu, en hafif tabirle metres olarak anılan bu kişilerin topluma bu kişileri iyice tanıyın dercesine ayna tutarak ifşa ettikleri müthiş kitaplar olan bu iki eseri mutlaka okuyun isterim 🙋🏻♂️ İçkinin, uyuşturucunun, cinselliğin, hemde her türlüsünün mübah sayıldığı sofralarda kimler kimlerle beraber 😉 #okuyunpişmanolmazsanız 😎
Zaniyeler isimli eserinin dizi senaryosu da bugünün şartlarına uyarlanıp dizisi yapılsa muhteşem bir yapıt olur. Faruk Turgut gibi cesur bir yapımcıya çok para kazandırır.
“... Zâniyeler romanının yeniden basılması çok yerinde olur. Çünkü bu romanın Birinci Dünya Savaşı İstanbul’unun sorumsuz, yozlaşmış, zenginlik bezgini yüksek sınıf kesitli olması yanı sıra, günün gözde edebiyatçılarının iç yüzlerini yansıtan özel bir değeri de var. Romandaki kişilerden bazılarının (Yahya Cemal, Cemal Tahir, Rifat Melik vb. gibi), Yahya Kemal, Celâl Sahir, İzzet Melih vb. oldukları anlaşılıyor. Bu cesaret, Salâhaddin Enis’in niçin sonralara geçmesinin, günümüze gelmesinin önlendiğini, bir tür unutturulmaya mahkûm edilişini de aydınlatıyor...”
Behçet Necatigil,
Milliyet Sanat Dergisi, 10 Haziran 1977.
“... Zâniyeler romanının yeniden basılması çok yerinde olur. Çünkü bu romanın Birinci Dünya Savaşı İstanbul’unun sorumsuz, yozlaşmış, zenginlik bezgini yüksek sınıf kesitli olması yanı sıra, günün gözde edebiyatçılarının iç yüzlerini yansıtan özel bir değeri de var. Romandaki kişilerden bazılarının (Yahya Cemal, Cemal Tahir, Rifat Melik vb. gibi), Yahya Kemal, Celâl Sahir, İzzet Melih vb. oldukları anlaşılıyor. Bu cesaret, Salâhaddin Enis’in niçin sonralara geçmesinin, günümüze gelmesinin önlendiğini, bir tür unutturulmaya mahkûm edilişini de aydınlatıyor...”
Behçet Necatigil,
Milliyet Sanat Dergisi, 10 Haziran 1977.