Zeki Olduğunu Düşünüyor Musun?

John Farndon

En Eski Zeki Olduğunu Düşünüyor Musun? Gönderileri

En Eski Zeki Olduğunu Düşünüyor Musun? kitaplarını, en eski Zeki Olduğunu Düşünüyor Musun? sözleri ve alıntılarını, en eski Zeki Olduğunu Düşünüyor Musun? yazarlarını, en eski Zeki Olduğunu Düşünüyor Musun? yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ta Napolyon savaşları döneminde, özellikle yaşlı kuşağın Ann Radcliffe ve Madame de Stael gibi yazarların genç kızlar arasında büyük rağbet gören, yeni gotik aşk romanlarının etkisi karşısında başlarını iki yana sallayıp acıma huyu vardı. Onlara kalırsa, bu kızların ihtiyaç duyduğu şey hayal gücünü ateşlemekten başka bir işe yaramayan bu eften püften kurmacalar yerine Sokrates ve Tacitus' un zindeleştirici bir dozuydu.
Hayal güçlerini edepsizce ateşleyenler arasında hiç kuşkusuz Jane Austen ve Mary Shelley gibi büyük yazarlar da vardı -tabii bir de ''pespaye'' romanları okumakla hayal dünyaları ve tutkuları önemli ölçüde genişleyen, diğer kadın yazarların oluşturduğu bir kuşak söz konusuydu. Şimdi bu ilk gotik ve romantik romanların olumlu yanını nasıl görebiliyorsak, belki insanlar şimdi pespaye sayılan şeylerin değerini de zamanla anlayacaklar.
Reklam
Kitap ile yarattığı etki arasında can alıcı bir ayrım vardır -bir kitabın etkisinden çok kendisinin zararlı olduğunu söylediğinizde, sansürü meşrulaştırmaya başlarsınız. Aykırı fikirleri yasaklamak yerine, daha iyi fikirlerle onların karşısına çıkmak gerekir.
...izcilerin amacı, bir siyasal harekette olduğu gibi, toplumu ya da yönetim biçimini değiştirmek değil, bireyleri biçimlendirmekti. Hedef sosyal gelişim değil, kişisel gelişimdi...
Soren Kierkegaard'ın yazdığı gibi, ''çoğu kimse hazın peşinde öylesine soluk soluğa bir hızla koşuyor ki, aceleden göremeyerek yanından geçiyor.''
Mutluluğun anlamı nedir? (Felsefe ve Modern Diller, Oxford) Çoğu insanın hemfikir olduğu bir şey varsa, o da mutlu olma isteğidir. Ama mutluluğun tam ne olduğunu belirlemek şaşırtıcı biçimde zordur. Kısa bir haz anı olabileceği gibi, kalıcı bir esenlik duygusu, yani kelimenin her anlamında kendini iyi hissetmek de olabilir. Genelde istediğimiz bir şey olmasına karşın, çoğumuzun özel olarak sorulmadıkça mutlu olduğunu nadiren belirtmesi oldukça tuhaf bir durumdur -hatta bunu söylediğimizde bile bir an durup, ''Acaba mutlu muyum?'' diye düşünürüz. Bu elbette mutlu olmadığımız anlamına değil, sadece mutluluğa erişince artık üzerinde düşünmediğimiz anlamına gelir. Bir bakıma, mutlu olduktan sonra bir uğraşa gerek kalmamasıyla birlikte artık farkına bile varmayız. Victoria döneminin büyük filozofu John Stuart Mill, ''Kendinize mutlu olup olmadığınızı sorduğunuz anda bu duygu biter'' diye yazmıştı.
Reklam
Bir depresyon salgını var ve Batı dünyasında insanların büyük bir bölümü psikolojik bakımdan dengesiz olduğuna inanıyor.
Bazıları bu mutluluk arayışının bizi yanlışa sürüklediği kanısında. Yazar John Updike, ''Amerika sizi mutlu etmeye yönelik büyük çaplı bir kumpastır'' diye meşum bir saptamada bulunurken J.D. Salinger de şunu itiraf etmişti: Ben bir tür tersine paranoyağım. İnsanların beni mutlu etmek için tezgah kurduğundan şüpheleniyorum.''
Mutluluk bir yan sonuçtur. Mutluluk ele geçmeyen bir kelebek, bir çiçeğin rüzgarda geçici olarak, neredeyse tesadüfen alınan kokusudur. Hayata kasvetli, nihilist bakışıyla tanınan Nietzsche, mutluluğun anahtarını ''en azın, en yumuşağın, en hafifin, bir kertenkele hışırtısının, bir nefesin, bir anın'' değerini bilmek olarak nitelendirmişti.
Sıkıntılarla dolu bu dünyada birçok insan aynı sebeple astrolojiye yöneliyor; ''her şeyin yıldızlarda yazılı olduğu'' anlayışı, ''Kader böyle buyurmuş'' demekle ya da doğaüstü seslere kulak vermekle aynı şeydir.
173 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.