Öğretiler, kulaktan kulağa, nesilden nesile aktarılırken ister istemez bazı değişimlere uğrarlar. Yapılan her farklı yorum, merkezden sapan en küçük bir bakış. - bir zenginlik belirtisi olmakla beraber- bu öğretinin/ öğretilerin içerisine; abartının, pembe yalanların ve mitolojik öğelerin girmesine vesile olurlar.
Bu durum zaman geçtikçe öyle bir boyuta evrilir ki günün sonunda gerçeği, efsaneden ayırmak imkansız hale gelir. Hali ile: Bugünün öğretisi, yarının efsanesi/ mitolojisi olmaya dünden razı gibidir.
Paylaşmış olduğum bu kitap: Meditasyon yaparken uyuyakalmasını önlemek amacıyla göz kapaklarını kesen ve göz kapaklarının düştüğü yerde çay yapraklarının bittiğine inanılacak kadar efsaneleşmiş- yaşayıp yaşamadığını "kesin" bilmediğimiz -bir insanın "Zen Öğretisi' ni) içermektedir.
Hem doğu öğretilerini merak eden hem de içsel yolculuğunda kendine bir yaren arayan insanların, kitabı okumasını tavsiye ederim.