Kitap, ölüp dirilen (spoiler değil, yazarın hayatına dair şahsi yorumum) bir hocanın kendi ağzından, çocuğu ve iki arkadaşıyla yaptığı yolculuğu anlatıyor. Yolculuk ne kadar gerçektir bilinmez ama internette yapılan yolculuğun haritasını bile bulabilirsiniz. Neyse. Mesele zaten yolculuğun gerçekliğinden ziyade hayatın gerçekliği. Okumadan önce zen ve sembolizmleri hakkında bilgi edinmekte fayda var. Hatta bu da bu kitap için yeterli olmayacak, bunun yanında bir de yazarın yolculuğuna dahil olmak gerekiyor. Çünkü yazar, ana yollardan değil ara yollardan gitmeyi tercih ettiği için (kendi ağzından), acele edenlerle yollarını ayırmasını iyi biliyor. Doğrudan bu kitap hakkında olmasa da kendisinin de söylediği, "Zor kitapları okumalıymış insan meğer. Kitap insanı allak bullak etmeliymiş; insanda bir şeyleri değiştirmeliymiş." sözünün en çok yakıştığı kitap sanırım.
Zor dedik ama kimin için zor? Yolun sonunda varılacak hedefi merak edenler için.. Eğer hedeflerden ziyade yolun güzelliğine kendinizi kaptıracak bir kitap arıyorsanız başucu eserlerinizden biri olacağının, açıp açıp tekrar okuyacağınızın ve her okuduğunuzda da düşünce dünyanıza farklı bir şey katacağınızın garantisini verebilirim.
---spoiler---
İçince zen'e dair tek bir cümle bile olmaması ise zen'e yapılmış gülümseten bir gönderme.
---spoiler---