Zen ve Tasavvuf Işığında Kendini Bilmenin Yolu

Ahmet Gürbüz

Zen ve Tasavvuf Işığında Kendini Bilmenin Yolu Posts

You can find Zen ve Tasavvuf Işığında Kendini Bilmenin Yolu books, Zen ve Tasavvuf Işığında Kendini Bilmenin Yolu quotes and quotes, Zen ve Tasavvuf Işığında Kendini Bilmenin Yolu authors, Zen ve Tasavvuf Işığında Kendini Bilmenin Yolu reviews and reviews on 1000Kitap.
Tutku, kin, öfke, bencillik, büyüklenme gibi olumsuz duygu ve düşünceler içsel şeytanlarımız' olarak nitelendirilebilir; ve gerçekte en derin acı ve huzursuzluk ta bizi her an kontrolü altında bulunduran bu olumsuz duygu ve düşüncelerin döngüsel doğasındaki acı ve huzursuzluktan başka bir şey değildir.73 Kin, öfke ve tutku gibi duygular insan varlığında olumsuzluk, yıkım ve bunalım oluşturma etkisine sahip faktörlerdendir. Bu duyguların huzursuzluk yaratmalarının nedeni, bunların yaşanmalarıyla bir- likte hissedilen zihinsel endişe ve rahatsızlık durumudur. Böylesine sürekli bir zihinsel endişe ve karışıklık durumu, insan varlığına ve bedenine fiziksel olarak bile zarar verebilir. Zihinsel ve bedensel olarak huzurumuzu kaçırmakla sonuçlanan bu tepkisel duygu ve düşüncelerin kaynağı, geçmişte ekilmiş alışkanlıklara ve bu içerik- teki zihinsel tasarımlara dayanmaktadır
Kendi çabalarınızla Kendinizi uyandırın, kendinizi izleyin Ve neşeyle yaşayın. (Buda)
Reklam
Gerçek yaratma, olumsuz zihnin yaratmaya son vermesiyle olanak kazanır. Dahası, gerçek tapınmaya, dinselliğe, kutsallığa da ancak olumsuz zihnin egemenliğinden sıyrılarak adım atılabilir. Sûfîlerin "gerçek zikr unutmaktır; Allah'tan başkasını unuttuğun zaman O'nu zikretmiş olursun" ve, "daha da öteye giderek, "Zikrin hakikati zikri unutmaktır" biçimindeki yaklaşımları, zihnin olumsuz niteliklerden arındırılmasının bu konuda taşıdığı büyük önemi ortaya koymaktadır.
'Düşünce ve duygunun hakimiyetinden azad olma anlamında 'dinginlik', bu bağlamda, gerçek zekanın ta kendisidir ve her formun temelini oluşturan bilinç zeminidir. Bilgelik de bu dinginlik yeteneğinin kazanılmasıyla birlikte gelir.
Bunalım dünyasının sonu?
Tutsaklık/ bunalım dünyamızın sonunu getirebilmek ve özgürlük/dinginlik dünyasına başlangıç yapabilmek için en temel ödevimiz; gerçek uyanış olarak nitelendirilebilecek, düşünce rüyasından uyanarak öz varlığımızı ve bilincimizi olumsuz zihinden geri istemek, ona yeniden sahip çıkabilmektir. Bunun yolu ise, sürekli vurgulandığı gibi, olumsuz zihin işlevlerinin izlenmesi ve tanıklık etme aracılığıyla farkındalığın sağlanmasından başka bir şey değildir.
Olumsuz zihnin işlevleri olan düşünüş ve duygulanımların ve bunların dışa vurumu olan davranış ve tepki kalıplarının izlenmeye alınması; tutsaklık/bunalım dünyasının sonu ve özgürlük/dinginlik dünyasının başlangıcı demektir.
Reklam
Kendini bilmenin yolunda uyanmanın ve özgürleşmenin ilk adımı, bu hükmeden varlık yani 'düşünen ve duygulanan' olmadığımızı idrak etmektir. Bu önemli kavrayışı edindiğimizde, düşünüş ve duygulanımlarıyla bizi hakimiyeti altına alan yanılsamalı benlik yapısını gözlemlememiz, bu duruma tanıklık etmemiz (şehadet) olanaklılaşacaktır.
Zihin serbestliği, zihin esnekliği ya da zihnin hiçbir yerde ikamet etmemesi sağlanabilirse, insan benliği, temel ve aslî durumunu bulur ve insanın gerçek tabiatı, gerçek öz yapısı olumlu yönleriyle ortaya çıkar. Bu sağlanamadığında ise, benlik; koşulların ve nedenlerin ürünü olan düşünüş kalıplarıyla özdeşleşir, onların boyunduruğuna girer.
"zihin', Tanrı'nın bahsettiği doğal haliyle bir aydınlanma ve kurtuluş aracı olma işlevi görebileceği gibi; düşünce ve duygularla özdeşle me, onlara kapılma ve kirlenme yoluyla 'olumsuz zihin' niteliğine dönüşerek huzursuzluk ve kötülük kaynağı halini de alabilir.
Zihin ya da içsel hakikatimiz, yaşamımızın ve varoluşumuzun niteliğini belirleyen asıl realitedir.
98 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.