Filozofun Bir Ölümlü Olarak Portresi

Zeno

Cengiz Erdem

Zeno Quotes

You can find Zeno quotes, Zeno book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Yalnız olduğum zaman en azından çevremde bana ölülüğümü hatırlatacak kimse olmadığı için kendimi ölü hissetmiyorum. Canlı da hissetmiyorum pek ama en azından ölülüğümü unutuyor, geçmişteki diri günlerimi yad ediyorum.
Sayfa 84 - Cinius YayınlarıKitabı okudu
Şöyle ki: Ben kendimi bu sefer gerçekten de çok yalnız hissediyordum. Kimsenin beni sevmediğini düşünüyor, toplumu dışlayanın bizzat ben olduğumu bildiğim halde toplumun beni dışladığı hissiyle mücadele ediyordum. Pek mücadele ediyordum da denemez doğrusu, zira aslında ben kendim davet ediyordum bu dışlanmışlığı.
Sayfa 114 - Cinius YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Akıldan sonra aşka olan inancımı da yitirdim. Sevmek ve sevilmek konusunda uğradığım hayal kırıklıklarıdır elbette beni bu inanç yitimine iten. Sevmekten aciz ve akıldan yoksun varlıkların hüküm sürdüğü gezegenimizin hilkat garibesi mahlûkları arasına yazdıracağım adımı. Mezar taşıma, “Sevgisizlikten ve akıldan yoksun bir varlık muamelesi görmekten öldü” yazsınlar.
Sayfa 85 - Cinius YayınlarıKitabı okudu
“Bir insanı tatmin eden şeylerin küçüklüğüne bakarak o insanın kaybının büyüklüğünü anlayabilirsiniz” demişti Hegel.
Sayfa 98 - Cinius YayınlarıKitabı okudu
Belirsizliklerin ardına sığınıp kendini gizemli kılarak çok önemli şeyler söylediğin izlenimini vermeye çalışıyorsun.
Sayfa 49 - Cinius YayınlarıKitabı okudu
Yani dünya nasıl olursa olsun, bilinç düzeyine ancak beynin süzgecinden geçerek varabileceği için, dünyayı sadece algıladığımız gibi görebiliriz.
Reklam
Düşünce otomatikleşerek beynin içinden bir yerden ve/fakat kime ait olduğu bilinmeyen bir ses gelir. Bir nokta vardır ki, özne kendiliğini yitirerek otomatik bir şekilde kaleme alır bu iç sesin söylediklerini. Bir noktadan ziyade bir mod, bir ruh halidir aslında burada söz konusu olan. Bilinçdışı denilen boşluğun, yani işte aslında varlıktaki veya düşüncedeki deliğin içinde yitip gider özne.
İnsanlar sürekli aynı konu üzerinde ve aynı biçimde, aynı kelimelerle düşünüyorlarsa, beyinlerinin sürekli aynı kısmını aynı şekilde kullanıyorlar demektedir. Yani beyinlerindeki pek çok nöron uzun süre kullanım dışı kalırken, hep aynı nöronlar hep aynı biçimlerde ilişkiye giriyor olduğu için, zaman içerisinde aptallaşma ve dar kafalılık zuhur eder. Bu durumun ortadan kalkması için nöronlar arasında kısa devre yapılmalıdır. Yani önce mevcut nöron ilişkileri alt üst edilmelidir ki yeni nöron ilişkileri ortaya çıkabilsin. Bu işlem beyinde gerçekleşecek içsel patlamalarla mümkün kılınabilir. İçsel patlamalar ise ya yeni dil kullanımlarıyla veyahut yeni görsel-işitsel imaj kullanımlarıyla mümkün kılınabilir. Edebiyat, resim, sinema, müzik, felsefe gibi üretim alanlarının asıl işlevi budur aslında.
Beyin, yıkmak ve yaratmak eylemlerinin çatışmasına sahnelik eden bir organdır aslında.
Freud'a göre, insan ruhunu temellendiren iki tane dürtüsel kuvvet vardı. Bunlardan birincisi Eros'un temsil ettiği yaratmaya ve birleştirmeye yönelen erotik kuvvetler, ikincisi de Thanotos'un temsil ettiği yıkmaya ve bölmeye yönelik saldırgan kuvvetleriydi. Freud, Eros'u yaşam dürtüsünün, Thanotos'u ise ölüm dürtüsünün sembolü olarak görüyor ve gösteriyordu. Ama Freud'un dünyasında bu ikisi arasındaki ilişki sadece basit bir zıtlıktan ibaret değil, bilakis, son derece sofistike bir alışveriş şeklindeydi. Ölüm dürtüsü canlı bünyeyi özgün cansız maddeye dönüştürmeyi hedeflerken yaşam dürtüsü hayatta kalma çabasına karşılık geliyordu.
Sayfa 21 - Cinius Yayınları
13 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.