"Doğa yasaları mutluluğa yer vermez, aksine sefalet ve acı üzerine kuruludur. Tüketilecek bir şey belirirse, dört bir yandan koşup gelirler, yok iseler de alelacele doğarlar. Hemen de yetmez olur çünkü doğa hesap kitap yapmaz, deneyimden gelen belleğini kullanır. Daha da yetmezse bu tüketiciler ufak ufak azalır çünkü belki acının yerini ölüm almıştır ve böylece bir süreliğine, stabil hale gelene kadar yeniden dengeye kavuşulur. Bundan dolayı niye sızlanalım ki? Ama herkes sızlanıp durur Hiçbir şey alamamış olanlar haksızlığa isyan eder, bir parça kopartabilmiş olanlar ise neden daha fazlası yoktu diye yakınırlar. Neden ne ölürken ne yaşarken susamazlar? Bu arada koca bir parça almış olmanın keyfi de hoş değil midir ki çıkıp alkışlanmayı hak etmesin. Ancak muzaffer birisi bunu gönül rahatlığıyla haykırabilir."
"Yıllardır kendimi hasta addediyordum, ama öyle bir hastalık ki benden çok başkalarına eziyet. Beni mutsuzluğa sürükleyen bir dolu tatsız duygunun toplamı olan o "yürek sızısı" hastalığını o vakit böylece tanımış oldum."