Zeyno'nun Oğlu
Halide Edib AdıvarZeyno'nun Oğlu Gönderileri
Zeyno'nun Oğlu kitaplarını, Zeyno'nun Oğlu sözleri ve alıntılarını, Zeyno'nun Oğlu yazarlarını, Zeyno'nun Oğlu yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.Adıvar’ın eğitimciliği üzerine.
Aslında her çocuk, önce insan yavrusu olarak doğar. Kendisiyle beraber doğan iyilik ve fenalık eğilimleri, her insana karşı eşitlikle belirir. Bazı insanları sevmeyi, bazılarını yok etmeyi, bazen din, bazen de çıkar adına ona çevresi yavaş yavaş aşılar.
Sayfa 147 - Remzi Kitabevi, İstanbul, 1973Kitabı okudu
Asriliğin ne meslekle, ne kıyafetle, ne de yaşayışla ilişkisi var. Bu içten gelen, kafayla ilgili bir şey! Bu yarının dünyasını, insanlığını düzenleyecek ülkünün sahipleri! Dünyanın bugünkü görünüşüne kulak asma! Sırf bir değişim çağı. Değişim çağının kargaşalığından faydalanmaya kalkan, «dün» ün döküntüleri bir takım becerikli, gözüaçık, yaygaracı insanların ortasında egemen görünüyorlar. Dünün çöken dünyasını biraz daha ayaküstünde tutmak, dağılan sofrasında biraz daha kalıp, yemek ve içmek için keyiflerine göre kendilerine ad veriyor, kendilerine asrî diyorlar. Örnek mi? İşte bizim kayınvalide hanım! Bunlar geçici ve hastalıklı çabalar. Aslında ben, dünyada yeni ve eski diye bir şey tanımıyorum. Her zaman kuranla yıkan, iyi ile fena, çirkin ile güzel arasında sonsuz bir didişme görüyorum. Güzel, iyi, olumlu olan her şey, devamlıdır ve yarın binasının gereçleridir. Bu nedenle, her çağda gerçekten asrî olanlar! Onlar yarını kuracaklar; yarının san'atını yaratacaklar; kalple beynin işbirliğini sağlayacaklar. Onlar geçmiş insanlık çağlarının hiçbiriyle kıyaslanamayan bilim, deney ve güçle başlayacaklar.
Karanlıktan sonra nur, göz yaşından sonra sevinç olacak
Allahım neden bu karanlık, neden bu çakan mahşer ışığının biribirini boğazlayan, parçalayan yırtıcı sürü! Ne kadar beraber, ne kadar sonsuzluğa kadar susmuş sesler, ne kadar can çekişme içinde kadın ve çocuk yüzü, ne kadar canavara benzeyen erkek sürüleri, ne kadar beyaz sakallı, gözlerinde acı ve acımayla bakan terkedilmiş ihtiyatlar! Niçin biribirlerinin gırtlaklarını, kafalarını bu kaba ve hayvanca bir iştahla parçalıyorlar? Ne kadar işitilmeyen ıstırap sesi, yalnız ölen yüzlerdeki anlamdan anladığı sonsuz inilti ve beddua! insanlara ne oluyor?
Sizi bayrağım kadar seviyorum. Benimle evlenmez misiniz?
bu kadar karışık, çözülmesi bu kadar imkânsız bir insanlık düğümü hayal etmemişti. Yalnız kalmak, düşünmek, düşünmek istiyordu.
İsteklerini yerine getirmek, günah işlemek cesareti her insanda var; fakat o günahı affettirme cesareti tamamiyle başka...
Kuzum Doktor Bey, içki asrileşmenin gereği midir? Saffet, başını salladı:
Geleceğin ve uygarlığın gençliği, en önce içki ile savaşmak zorundadır.
karanlık bir gecenin tek, parlak yıldızı gibi gülüyordu.
Gönlü kendi başına ıstırabını yaşıyor, yaşlarını bazan yanaklarına, fakat hep kalbine indiriyordu.