Zigetvar'ın Laneti

Haldun Eroğlu

Zigetvar'ın Laneti Sözleri ve Alıntıları

Zigetvar'ın Laneti sözleri ve alıntılarını, Zigetvar'ın Laneti kitap alıntılarını, Zigetvar'ın Laneti en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Derin düşüncelerle geçen yolculuğun sonunda, zamanın nasıl geçtiğinin farkında olmadan, İstanbul'a geldiğinde, hava artık karartmaya yüz tutmuştu. Doru atını biraz koşturarak, bir an önce Mehmet Paşa'nın konağına varmak istiyordu. İçinde, sanki bütün olanları yaşayan bir başkasıymış gibi müthiş mutluluk vardı. İçini huzur kapladı. İşte yuvasına gelmişti. Kendini ait hissettiği yere varmıştı.
Sayfa 167Kitabı okudu
Mehmet Paşa'nın muhafızı, ahşap kapının, demir tokmağına yöneldi. Sağ eli ile tokmağı kavradı. Zelyo'yu ve yaşadıklarını, bir daha hatırlamamak üzere, geride bıraktıktan sonra Sarı Sadık olarak tokmağı üç kez vurdu. Tak tak tak.
Sayfa 167Kitabı okudu
Reklam
Mehmet Paşa'nın içeri girmesiyle, iç avlunun bir köşesinde görevini yerine getirmiş olmanın rahatlığını hissederek, sağ elini arkasına alıp, sol elinin baş parmağını belindeki kemerine takan Sarı Sadık, dengeli durmak için ayaklarını biraz açmış, dimdik beklemeye başlamıştı.
Sayfa 25 - Bilge YayıncılıkKitabı okudu
Nihayet, Edirne'ye vardığında, artık çok yorgun düşmüştü. Doru at da ilk günlerdeki gibi değildi. Günün sonuna doğru ara sıra duruyor, üstündeki yeniçerinin kendisine ağır geldiğini belli ediyordu. Ama ne kalmıştı ki şurada, anasının evine varmaya. Az sonra evdeydi işte. Onun için akşam yakın olmaya, hava kararmaya başlamasına rağmen durmak istemedi.
Sayfa 162Kitabı okudu
Köy meydanının da, tıpkı toprak yol gibi, ıssız ve sessiz olduğunu görünce, kesin bir şeyler olduğunu anladı. Neydi köyündeki olan biten acaba? Gördüğü evlerin yıkık dökük pencerelerinden bazı çocuk sesleri geliyordu ama ne diyecekti? Kapıyı çalıp, "ben Maja'nın oğlu Zelyo'yum" diyemezdi ya. Kendi evleri köyün diğer uvundaydı.
Sayfa 149Kitabı okudu
Anası yere yığıldığında yüreğinden bir şey kopan Sarı, koşarak yere düşmesini engellemeye çalıştı. Ama yetişemedi. İki adımlık mesafe, ona bir asır gibi geldi. Neler düşünmedi ki o kısacık zamanda. Sultan'ın, kardeşinin ve Kosarak'taki anne babasının ölümü geldi gözlerinin önüne. Hayatta sahip olduğu en kıymetli varlıkların hemen hepsi ölmüştü. Elinde, Akkız Ana, Dursun Baba ve Mehmet Paşa kalmıştı. Şimdi Akkız Ana'nın ölümünü asla kaldıramayacağını düşündü, ikinci adımı atarken.
Sayfa 163Kitabı okudu
Reklam
22 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.