Önemle belirtmek isterim ki arzuda kötülük yoktur. Önemli olan arzuların bağımlılıklara dönüşmemesidir. Tekrar deneyimleme arzusu zamanla zihinde zevk kavramının da yapılanmasına destek olmaya başlar. Zevk ise bağımlılıklara giden yoldur. Bağımlı olan insanlar tekrar zevki deneyimleyememenin korkusuna kapıldıklarinda acı çekmeye başlarlar. Tam da bu noktada acıdan kaçınmak için, mutluluk ve huzur gibi kavramlara bazı kelimeler koşul olarak etiketlenmeye başlanır. "Mutlu olabilmem için çok param olmalı!", " Buna sahip olursam mutlu olabilirim!" ifadeleri zihinsel esarete işaret eder.