Satrançta yapılabilecek en iyi hamle, hamle yapmamak olursa, buna Zugzwang deniyormuş. Hiç oynamamış olsam da, kurallarından az çok biliyorum ki satrançta pas geçip hamle yapmamak mümkün değildir. Lakin Zugzwang'ta, hamle yaparsa oyuncu, işte an oyunu kaybediyormuş. Dolayısıyla, adını alt temasından alan, satranç oyunu ve mantığıyla ilerleyen kitap, Giray'ın satranç ile tanıştıktan sonra yaşadığı gerçek ve zihinsel olaylar sarmalını anlatıyor.
Hayatta bir satranç oynuna benzemiyor mu? Hamlelerimiz de seçim yapamıyor ya da seçim yapabilecek bir çıkış yolu bulamıyor olduğumuz anlarımız olmuyor mu? Biz dururuz ve her şeyin de durmasını isteriz. Oysa ki zaman akmaktadır. Ya da hareket etmek isteriz ama seçimimizin imkânsızlaştığını, her yolun aleyhimize olduğunu düşünürüz. Diğer yandan ise aslında seçilen her yol doğru yoldur. Doğrusuyla, yanlışıyla... Allah bizi zor seçimlerden, imkânsız yol ayrımlarından, daha kötüsü de seçimsiz kalmaktan korusun.
Yazarın okuduğum 3. kitabı ve pek tarzım olmasada beni kurgularına hayran bırakmayı öyle güzel başarıyor ki! Bu sizce normal mi?
Hayal gücü, olay örgüsü işleyişi, alt temaları, bunları birbirine harmanlaması, sonunda ise her şeyi zekaya bağlaması var ya bitiyorum, nasıl bir heyecan yaratıyor bende. Bir günde bitirdim kitabı, o derece. Harikasın Tannhaus! @h.g.tannhaus
Bir diğer takdiri hakeden de @theseusyayinevi
Yazarın kitaplarının çevirisinde, oldukça başarılılar. Çevirileri dilimize uygun, yalın ve akıcı oluyor.
Bana bile bunları hissettiren kitaba, eminim tarzı sevenler bayılacaktır. Tavsiyemdir.