Biri, Hiçbiri, Binlercesi..
Nobel Ödüllü İtalyan bir yazar Luigi Pirandello okunması çok da kolay olmayan bir kitap yazmış,kitabı tekrar okumak için elime her aldığımda en son ne anlatıyordu diye hep bi kaç sayfa başa sardım, belki de böyle kitapları oturup bir oturuşta bitirmek gerekiyor ama bu da ne mümkünAslında çok güzel bir kitap.
Önce yazarı biraz anlatmak istiyorum; Zengin bir ailenin oğlu olan yazarın bir gün işleri batıyor ve bu nedenle eşi üzüntüden felç geçiriyor, sonra da akli dengesini kaybediyor. Yazar Musollinin desteği ile bir tiyatro kuruyor ve turnelere çıkıyor, eşini akıl hastanesine yatırıyor. Kitaplarında yazarın hayatından izler de taşıdığı belirtiliyor.
Bu kitaba gelince:
Kitabın kahramanı Vitangelo Moscarda adında tefeci bir babanın oğlu, hayatını baba parası yiyerek sürdürüyor, evli ve 28 yaşında. Bir gün aynanın karşısında oyalanırken eşi burnunun sağa doğru çarpık olduğunu söylüyor ve hikaye böyle başlıyor. O günden sonra Moscarda sürekli önce vücudunda farklı yerleri sonra da yaşadığı hayatı sorgulamaya başlıyor. Kendisinin gördüğü ile başkalarının gördüğü Moscarda aynı kişiler mi diye sorgulamaları artıyor ve bu durum onu deliliğe doğru götürüyor. “İnsan bir midir, hiç midir, binlerce midir?” diye düşündüren, insanı kendisiyle iç hesaplaşmaya da iten sıradışı bir kitaptı. Kitap anlatılması da zor bir kitaptı aslında...