Hayvan Çiftliği uzun zamandır kitaplığımda olan bir kitaptı. Bu kitabı, asıl okumayı hedeflediğim kitaplarımın kargosu beklerken elime aldım. kitabın inceliği ile 4-5 saatte bol mola ile bitirebildim öyleyse ilk yorumum sürükleyici bir eserdi diyebilirim. Kitap bir çiftlikte isyana kalkışan hayvanlar ile sonrasında onların kendi aralarında kurduğu düzeni ele alıyor. Hayvanlar isyanın hemen sonrasında insanlara asla benzemek istemediklerini dile getirse hatta bunları 7 emir atında toplasa da içlerinden bir grup olan domuzlar maalesef bunu sağlayamadığı gibi tıpatıp onlar olmak için ekstra efor sarf ediyorlar. Napoleon ve Snowball asıl görevi üstlenen iki domuz olarak beliriyor. Elbette ki yönetimde ikililik kaosa sebep oluyor ve Napoleon ilk ihanet ile Snowball'a suikast düzenliyor. Hemen ardından, Napoleon dönemi başlıyor ve yavaş yavaş hiyerarşi kendini gösteriyor: domuzlar özel bir evde kalıyor, çocuk domuzların okulu olması için çalışmalar yapılıyor ve hattasında domuzlar iki ayak üstünde durup kıyafet giyebiliyor. Tüm karakterler bir yana Boxer en çok hafızamda kalan oldu. Bunun kaynağı at sevgim olabilir elbette. Her şeyin çok çalışmak ile düzeleceğini ve otoriteye mutlak sadakatle bağlı olan bu atında hazin bir sonu oluyor maalesef. Dahası, Benjaminde bir şeylerin bilmenin ve farkında olmanın beraberinde harakete geçmeyi getirmediğini açıkca gösteriyor. En son olarak şöyle diyebilirim: Biri bana gaslighting ve manipülasyon nedir diye sorarsa "kesinlikle hayvan çiftliği okumalısın" derim.
Hayvan ÇiftliğiGeorge Orwell · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2021246.9k okunma
Sırça Fanus' bende özel bir yere sahip.
Yoruma kitapla tanışmam ile başlamak istiyorum: şiir ve roman okumadan önce ya da sonra yazarın ve şairin hayatı hakkında araştırma yapmayı severim.
Nilgün Marmara'nın şiirlerini okuduktan sonra onun da hayatını araştırmaya başladım. Bu