Bugün türü oldukça farklı olan epistemik bir romanın yorumunu sizlerle paylaşmak istiyorum.
Kitap, tren kompartımanında kimliği belli olmayan bir şapkalı adamın, üç yolcunun hayatına etki etmesiyle başlıyor. Bu olayı medya aracılığıyla tüm ülke duymuş oluyor ve zamanla Şapkalı Adam'a inanan ve ona karşı olan iki taraf ortaya çıkıyor. Bu olayı araştıran insanlar sayesinde bilgi sahibi oluyoruz. Sosyolog, psikolog, alternatif tıp uzmanı, gazeteci, fizikçi, doğaüstü olaylar uzmanı ve daha birçok kişinin düşüncelerini öğrenebileceğiniz bir kitap.
Sosyal bilimlerde neden-sonuç ilişkisi oldukça önemlidir. Bir sosyoloji öğrencisi olarak sosyal bilimlerin üvey kardeş olmadığının söylenmesi ve kitabın çoğu sayfasında neden-sonuç ilişkisinin öneminin bir kez daha vurgulanması oldukça güzeldi.
Şu an toplumumuzda bilim yerine sıra dışı olayları farklı şekilde açıklayan, büyücü, üfürükçü gibi tabirler var. Aslında kitabı okurken günümüzle de yüzleştim. Bunun haricinde sosyoloji, felsefe, psikoloji, biyoloji gibi dallara başvurulması ve sadece bununla kalmayıp karşı tarafta bulunan alternatif tıp uzmanı gibi kişilere de söz hakkı tanınması, kendi düşüncemizi objektif bir şekilde beyan etmemizi sağlıyor.
Not aldığım ve altını çizdiğim kısım oldukça fazlaydı, bu kitabı her okuduğumda kitaptaki bilgileri harmanlayıp yeni bilgilere ulaşabileceğime inanıyorum. Ben kitabı bilgilenerek ve severek okudum. Sizlere de tavsiye ediyorum.