Her günümüz aynı değil mi, çalışanlar için iş ev arası bir tempo, çalışmayanlar için farklı olmayan bitmek bilmez ev işleri, yemek, çamaşır vs. vs. Bunların arasında ne kadar zaman ayırabiliyoruz kendimize, kendimizi ne kadar dinleyebiliyoruz. Robotlaşmadan etrafı nasıl görüp, neyin bizi mutlu ettiğini biliyor muyuz, kendi benliğimizin ne kadar farkındayız peki ya o baş belası egomuzun.
Her sayfanın altını çizmeye kalksam çizilecek bir kitapla geldim. Ders çıkarmayacağınız tek bir sayfa yok.
Maelle, kendini işine vermiş stabil hayat süren, arada boşluğu olsa spora giden bir işkolik. Bir gün bir yıldır haber almadığı bir arkadaşından görüşmeleri gerektiğine dair mesaj alır, gittiğindeyse arkadaşı ile ilgili öğrendiği gerçekle yıkılır. Kanser hastası olan arkadaşına, aslında kendisinin inanmadığı ama arkadaşını da yüz üstü bırakmak istemediği için, alternatif bir tedavi yöntemi bulmak amacıyla Nepal'e gitmesi gerekmektedir. Nasıl yapacağını bilemez tam da emin olamazken kararını verdiği gibi kendini Nepal'de bulur. Orada tanıştığı rehberi Shanti başta olmak üzere karşısına çıkan herkesin ön yargılarına, hayal kırıklıklarına, egosuna dair anlattıklarıyla kendi içine doğru bir yolculuğa çıkan Maelle'nin kendini bulma hikayesini okuyoruz aslında. Ve inanın onun rahatlığa, hafifliğe erişmesini okurken rahatlıyoruz.
Kesinlikle tavsiye ederim. Kişisel gelişimin, pozitif düşünmenin, hayatın her anından zevk almanın, mutlu olmayı ertelemenin anlamsız olduğunu çok daha güzel göreceksiniz .