...Medya tasallatuna kafa tutabilmek için Ricky Martin'den daha cazip, Red Kit'ten daha komik, Süperman'den daha maceraperest olmak zorundayız. Çocuklarımızı ekran karşısından alıp onlara neşeli şarkılar öğretmeli, kitapla, masalla, şiirle tanıştırmalı, sohbet etmeli, yeni tatlar tattırmalı, eğlenceli oyunlar oynatmalıyız. Çocuklarımızı TV'nin elinden kurtarabilmek için önce kendimizi TV karşısından kaldırabilmemiz gerek. Asıl zor olan da bu...
Her seferinde bir kitapla yetinilmesi mümkün değildi. Birinden bir, iki sayfa ve sonra bir diğerinden bir bölüm ve başka bir tanesinden bir paragraf ve en sonunda tekrar ilki. Nasıl beş ya da altı kişiyle sohbet ederken teker teker de konuşsalar onları dinlemeyi başarabiliyorsak, aynı şekilde , bir saat içinde beş ya da altı kitabı bir anda okumak da kafa karıştırmaz ve anlamadığın yeri tekrar okumak gibi avantajı var.
Sayfa 323 - MonoklKitabı okudu
Reklam
"Kitab napeyivin, lê ez dikarim piştî tecrûbeyên umrekî vê yekê bibêjim ku kitab, heke hemû ne bin jî, kitabake bi hostehî, bi ked, xîret û evîna însanî lêbûyî, bîr bi hal û hewalê însên dibe û bi awayekî welê nêzîkî li însên dike ku însan bive navê, di nav bêdengiya ku kitab tîne pê de, bi kitabê re dipeyive, pê re hevaltiyeke germ ava dike û sohbeteke xweş, geş û bikêr li dar dixe." (Kitaplar konuşmaz, ama bir ömrün ardındaki tecrübelerden söyleyebilirim ki kitaplar -hepsi olmasa da- ustalıkla, birikimle, çaba ve insanın aşkıyla yazılmışsa, insanın hal ve hatrını sorabiliyor, ve öylesine bir yolla insana yaklaşabiliyor ki ister istemez, sadece kitabın bulunduğu sessizlikte, kitapla konuşuyor, onunla sıcak bir arkadaşlık kurup güzel ve yararlı bir sohbet edebiliyor.)
Çocuklarımızı ekran karşısından alıp onlara neşeli şarkılar öğretmeli, kitapla, masalla, şiirle tanıştırmalı, sohbet etmeli, yeni tatlar tattırmalı, eğlenceli oyunlar oynatmalıyız.
Sayfa 69
Oğuz Atay - Tutunamayanlar (Şeyh Bedrettin Destanı / Nazım Hikmet)
1. Sedirde al yeşil, dal dal Bursa ipeklisi, duvarda mavi bir bahçe gibi Kütahyalı çiniler, gümüş ibriklerde şarap, bakır lengerlerde kızarmış kuzular nar idi. Öz kardeşi Musayı ok kirişiyle boğup yani bir altın leğende kardeş kanıyla aptest alarak Çelebi Sultan Memet tahta çıkmış hünkâr idi. Çelebi hünkâr idi amma Âl Osman ülkesinde
Piri Reis’in hazin sonu
Pirî Reis, Osmanlı toplumunda oluşamamış bir eleştirel akılcı cemiyetin bir bilgin ve düşünür üzerinde yapacağı olumlu etkilerden hiç yararlanmadı; öyle bir toplumun oluşturacağı kütüphane, arşiv ve bilimsel iletişim gibi kurumlardan istifade edemedi; kimse yaptığı haritayla, yazdığı kitapla ilgilenip, onları en acımasız şekilde eleştirmedi; bunu yapabilmek için de coğrafi keşif gezileri düzenlemek acımasız şekilde eleştirip, hemen daha iyilerini yapmaya heveslenmedi bunu yapabilmek için de coğrafi keşif gezileri düzenlemek ihtiyacını hissetmedi. Tersine, Muhiddin Pirî'nin o zekâ ve merak dolu asil başı 1554'te Adıvar'ın "gayet haşin, cahil ve kaba bir kişi" diye anlattığı Basra valisi Kubad Paşa ile Mısır Valisi Dukaginoğlu Mehmet Paşa'nın, yaptıkları dedikodular sonucu, imparatorluğunun geleceğini Hürrem Sultan'ın entrikalarına teslim etmek basiretsizliğini göstermiş olan Kânuni Sultan Süleyman'ın bir başka basiretsiz kararıyla Mısır'da; ilk cihan haritasını onun babası Yavuz Sultan Selim'e kim bilir ne ümitlerle sunmus olduğu topraklara düştü; düşerken de Osmanlı'nın gelişen uygar dünyanın bir parçası olma umudunu da beraber sürükledi.
Sayfa 158Kitabı okudu
Reklam
ABİDİN NESİMİ 1911’de Bingöl'ün Kiğı ilçesinde doğdu. İlkokulu Mercan Sultanisinde, Orta ve Liseyi İstanbul Erkek Lisesinde okudu, Yüksek Öğrenimini İTÜ’nün (o zamanki adıyla Yüksek Mühendis Mektebi) Su Şubesinde yaptı. 1937-1949 yıllarında serbest çalıştı, 1949‘da Bayındırlık Bakanlığı hizmetine giren Abidin Nesimi evli ve 3 çocuk
37 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.