Merhaba ben ELEŞTİRİCİ KIZ
Kitapı çok beğendim başlarda çok bir beklentim olmasada sıkılsam da bunalsam da devam ettim yinede iyide devam etmişim bence gayet güzeldi hele sonuna doğru kitapı resmen yaşadım karakterlerin ortamın stresi şoku herseyini bende hissettim
Eğer karanlık romantizm şiddet yetişkin içerik vs kitaplar seviyorsanız bence kesinlikle şans verin yani bir kitapı alıyorsunuz ve diyorsunuzki beğenmeyince "boşuna para ödedim niye aldım" flan filan bu kitapı aldığınızda zerre pişmanlık duymayacaksınız bütün kalbimle inanıyorum buna
Konusundan biraz bahsedecek olursak Erkek karakterimiz james kız karakter Wendy'in babasından intikam alıcak ve kaç senedir bunun üzerine planlar kuruyor intikam günü geliyor James intikamını alıcak ama daha önce hiç karşılaşmadığı bir pürüze karşılaşıyor Wendy
James böylece kurban olarak wendy'yi seçip intikam uğruna ona yakınlaşmaya çalışıyor.
Nereden bilebilirdiki James oynadığı oyundan sapıp hislerini orataya kayacağını ???
"Lütfen... Lütfen sonsuz olalım!"
Hep yıldız kayarken dilek tutulurdu değil mi? Onlar saatlerce bir yıldızın kaymasını bekleyip o kaydıktan sonra tutmuşlardı dileklerini; çünkü onlar için, kayan yıldız gökyüzüne ihanet etmişti. Bu yüzden dileklerini ona değil, gökyüzünden vazgeçmeyen tüm yıldızlara sunmuşlardı.
Sırf âşık olduğu adama
Bradbury, Ekran, Sinema, televizyon bilgisayar Çağının okumayı sona erdirebileceğini öngörüyor ve düşünüyordu dolayısıyla bundan ötürü böyle güçlü Distopya veya Bilim kurgu eserini kaleme aldığını düşünüyorum. Günümüzdeki enformasyon çağında geldiğimiz noktanın bu minvalde olduğunu az çok hepimiz görebiliriz.
Eserden söz edelim öyleyse.
Taha Akyol direkt bu şekilde kendini tanımlar mı emin değilim; lakin açık bir şekilde liberal değerlere sıkı sıkıya bağlı ve bunları kayıtsız şartsız savunan birisi olduğunu anlayabiliyorum bu kitaptan. Bu da ana savunusunun yanında bazı ek savunuları paket halinde yanında getirmiştir kendisine. Bu kitap özelinde en aşikar olanları modernizm ve ekonomik çıkarlar uğruna yapılacak her işin meşrulaştırılması...
Bir Müslüman olarak, Akyol'un istikametini kesinlikle reddediyorum ve karşı çıkıyorum.
"Biz Müslüman'ız, liberal değiliz" diyen hocalarıma selam olsun.
Ama ne yazık ki, sosyolojik açıdan yaptığı gözlemlerde doğru tespitlere varmıştır. Bunlar her ne kadar Akyol'u memnun etse de, beni kederlendiren şeylerdir:
Modernleşme ile birlikte dinin daha çok kültürel bir forma dönüşmesi
İslam nizamından olan şeylerin aşırı ve radikal olarak görülüp bunlardan uzaklaşılması
Müslüman ülkelerin faiz politikaları
Beşerlerin yaşayışlarındaki İslam'dan kopuş
Hariçten bir konuyu da son paragrafa sığdırayım. Eser gazetedeki köşe yazılarının derlenmesi ile oluşturulduğu için çokça mükerrer örnekler ve benzetmelerle doludur, doğal olarak. Çok kısa aralıklarla yazı beklenirse birinden bu durum kaçınılmaz olur. Gazete için belki çok geçerli bu yazın şekli, kitaplar için uygun değildir. Sonuç olarak bu kitabın bütün muhtevası için 40-50 sayfa yeterlidir; belki de derleyicilerin böyle bir çabaya girmesi daha uygun olabilirmiş.