kübra

kübra
@kitaplarvematematik
Eğer okuduğumuz bir kitap bizi kafamıza vurulan bir darbe gibi sarsmıyorsa, niye okumaya zahmet edelim ki?
104 syf.
·
Puan vermedi
SABAHTAN AKŞAMA-JON FOSSE SABAHTAN AKŞAMA BİR VAROLUŞ,BİR YOK OLUŞ. 93.Nobel Edebiyat Ödülü’nü alınca yazar merak etmiştim.Storytel üzerinde e-kitap halinde görünce okumak istemiş ancak okuyamamıştım.Minoapera gezisinde görünce satın alıp hemen okumaya başladım. Kitap bilinç akışı tekniği ile yazılmış.Yazarın her cümle sonunda nokta kullanmaması,tekniğin destek kuvveti gibi olmuş.İki bölümden oluşan novellanın ilk bölümü üçüncü tekil anlatıcı ile doğum sahnesini karakterin babası zihninden okuyoruz.Bir bebeğin dünyaya gelişi,ailesinin hisleri,isim konulması,duygusal betimlemeleri çok etkileyici. İkinci bölüm yine üçüncü tekil anlatıcı dilinden ağırlıklı olarak ana karakter Johannes’in zihnini okuyarak geçiyor.Zaman zaman yan karakterlerin zihnine de yolculuk yapıyoruz. 100 sayfalık kitap olmasına rağmen yoğun bir anlatıma sahip.Bir insanın bir ömrünü doğumundan ölümüne kadar takip ediyoruz.Bir ömür sanki bir gün gibi geçiyor.Yazarın tiyatro oyun yazarlığı yapmasının uzun yaşamı sabahtan akşama özetleyerek bize anlatmasında etkili olduğunu düşünmekteyim.
kübra
kübra
Sabahtan Akşama
Sabahtan Akşama
Jon Fosse
Jon Fosse
Sabahtan Akşama
Sabahtan AkşamaJon Fosse · Monokl Yayınları · 2016602 okunma
Reklam
200 syf.
·
Puan vermedi
KIZ-EDNA O’BRIEN Bir zamanlar bir kız çocuğuydum ama artık değilim. Boko Haram terör örgütü, ülkenin kuzeydoğusundaki Borno eyaletinde bulunan Chibok kentindeki bir yatılı okula 14 Nisan 2014'te baskın düzenlemiş, 276 kız öğrenciyi kaçırmıştı. İrlandalı yazar Edna O'brien, Nijerya' da kaçırılan bir çok kızla konuşmuş ve dinlediği
Kız
KızEdna O'Brien · Can Yayınları · 2023117 okunma
176 syf.
·
Puan vermedi
kübra
kübra
Herkese merhaba! Çok güzel bir kitapla karşınızdayım.Kitabımız hem Şili’yi hem de dünyanın 100 yıllık öyküsünü anlatıyor.Masal ile gerçeğin birbirine karıştığı bir roman. Üç nesli anlatan romanda aynı zamanda İkinci Dünya Savaşı, Şili askeri darbesi, Allende’nin diktatörlüğünün izleri ve sonrasında devam eden sıkıyönetim zamanları da işleniyor. Karakterleri ise birbirinden renkli ve ilginç karakterler ve gerçek ve hayal iç içe geçiyor anlatıda. Miguel Bonnefoy ister bir savaş anını resmetsin gözümüzün önünde isterse bir ornitologun rengarenk kuşlarına olan ilgisini ve Güney Amerika’nın o tropik atmosferi, metnin seyrini dört dörtlük değiştirebiliyor ve okuyucunun tüm dikkatini her daim hikayesinde topluyor. Olayların birbirini hızla takip ettiği roman büyülü gerçekçilik akımını izleyen çağdaş dünya edebiyatından bir şahaser. Çok severek okudum.Ne güzel kitaplar var🩵
Miras
Miras
Miguel Bonnefoy
Miguel Bonnefoy
Miras
MirasMiguel Bonnefoy · İş Bankası Kültür Yayınları · 2022229 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
500 syf.
·
Puan vermedi
Köy Enstitüleri
Ağustos ayının ilk kitabı ile karşınızdayım.Elime almam ile bitirmem bir oldu resmen.Çok akıcı bir dili var yazarımızın.Bayılarak okudum ama baştan söylemeliyim bir çok yerde sinirlerinize hakim olamıyorsunuz memleketimize bir kez daha üzülüyorsunuz.Kitabı bir gün içerisinden bitirdim.Ara ara soluk almak istesemde kitap kendine öyle bir bağlıyor ki ayrılamıyorsunuz.Peki bu kitap bu kadar ne anlatıyor derseniz ne anlatmıyor ki. Köy enstitülerini,60,70,80 olaylarını,1.Dünya Savaşını,Kurtuluş Mücadelesini,uçak fabrikalarını ve daha nicelerini.Ama en çok Köy Enstitülerini çünkü biliyoruz ki okuyan insandan korkuyorlar.Halk okursa cahil kalmazsa ses çıkaracak yanlışa dur diyecek.Bir yandan Fikret ve Sabia’nın aşkını eğitim için verdikleri mücadelelerini,mecburiyetlerini okuyoruz. Okurken görüyoruz ki hiçbir şey değişmemiş kişiler değişsede yaşananlar hep aynı devam etmiş. Ne zaman köylümüz,şehirlimiz,erlerimiz,generallerimiz, kitabı da kumanyasının yanına koyacak duruma gelirse o gün Türkiye gerçekten kurtulmuş olur.
kübra
kübra
Keşke
Keşke
Sema Soykan
Sema Soykan
Keşke
KeşkeSema Soykan · Alfa Yayınları · 2021787 okunma
320 syf.
·
Puan vermedi
Obasan
Bu dünya tamamıyla bir hayal kırıklığından ibaret. Bu kırılganlığın içinde kırılmayan tek şey, sevgi. Sevgiyi hissedene dek, tüm dünya inlemeye devam edecek. Kamplarda tutulan binlerce insandan biri olan yazar Joy Kogawa’nın kaleminden Obasan, günümüze dair rahatsız edici benzerlikler barındıran satırlarıyla, II. Dünya Savaşı’nın dramatik
Obasan
ObasanJoy Kogawa · Ketebe Yayınevi · 053 okunma
Reklam
96 syf.
·
Puan vermedi
Marina
Anne babasını trajik bir kazada kaybedince yedi yaşında yetimhaneye gitmek durumunda kalan Marina’nın yabancı kalma öyküsü, Barba’nın kaleminde sarsıcı cümlelerle hayat bulmuş. Küçük Eller” üçüncü tekil ve birinci çoğul şahıs anlatıcı arasındaki geçişler ile üç bölüm olarak tasarlanmış. Daha ilk satırlarından itibaren okuru çarpan, rüya ile kabusun birbirine kısa süre sonra karıştığı bir novella. Masumiyetin kırılganlığıyla örülü metin, kimi zaman hipnotik bir dilin hâkimiyetinde karmaşık duyguları sahneleyen, zamanla şiddetin soğuk nefesini okura hissettiren sembollerle dolu. “Arzu nasıl harekete geçti? Bilmiyoruz. Arzu her şeyi sessizleştiriyordu, tıpkı akrobatların, ip cambazlarının hareketleri gibi. Arzu büyük bir bıçak, biz de sapıydık. Aslında hiçbir şey, hiçbir şey olmadı.”
Küçük Eller
Küçük Eller
Andrés Barba
Andrés Barba
Küçük Eller
Küçük EllerAndrés Barba · Notos Kitap · 2021105 okunma
461 syf.
·
Puan vermedi
Güzellik Bir Yaradır
Endonezya’nın bir Hollanda kolonisinden genç bir ulus-devlete dönüşmesini anlatan keskin bir gözlem ve eleştiri. Güzellik Bir Yaradır’ın tek bir merkezi karakteri ya da ana ekseni yok. Hikâye zenginliği sergileyen roman, farklı karakterlerle farkı yönlere akıyor. Başta karşımıza çıkan bir karakterin hikâyesinin araya giren başka bir karakterin hikâyesiyle ansızın kesilmesi, ilerleyen sayfalarda o karakterlerin yeniden sahne alması sayesinde okuyucunun merak duygusuyla ‘sinsice’ oynuyor Kurniawan. Okuyucuyu hikâye içinde tutmayı başarıyor. Kitap boyunca, Endonezya’da, Halimunda adlı bir balıkçılık köyünün, paralelinde Dewi Ayu’nun ailesinin tarihiyle birlikte Endonezya siyasi, ekonomik ve toplumsal tarihiyle ilgili fikriniz oluşuyor. Kurniawan ‘Güzellik Bir Yaradır’ın ne tarihsel bir roman ne de Endonezya tarihi hakkında bir kitap olduğunu söylüyor. Kendi tarzı: “toplumsal sorunları yansıtmak yerine, gerçeküstücülük ve mizah yolu ile bunlara başka bir açıdan yaklaşmak”. Güzellik Bir Yaradır’da Kurniawan hayali Halimunda kenti ve hayali kahramanlarıyla Marquez’in yolunu izliyor. Endonezya tarihinin yaşanmış acılarını kurmaca evrenine bambaşka görünümleriyle katmış. “Böyle büyük bir olaya dair tek sesli bir dil yerine, düşle gerçek arasında salınan bir dille yaklaşmak bize, bir yanı müphem-gizemli kalana, tamamen bilinemeyene, tamamen öngörülemeyene yaklaşmanın yeni imkânlarını sunuyor.”
Güzellik Bir Yaradır
Güzellik Bir Yaradır
Eka Kurniawan
Eka Kurniawan
Güzellik Bir Yaradır
Güzellik Bir YaradırEka Kurniawan · Domingo Yayınevi · 2017592 okunma
152 syf.
·
Puan vermedi
Yalnızlığım sebep oldu bunlara.
Arkadaşlarım-Emmanuel Bove Yalnızlık ne güzel ve ne hazin şey! Kendimiz seçtiğimizde nasıl da güzel! Bize yıllarca dayatıldığında nasıl da hazin!  Bazı güçlü insanlar tek başınayken yalnızlık çekmez ama ben zayıf olduğumdan arkadaşım yokken yapayalnızım. Emmanuel Bove’un 1924 tarihli, Samuel Beckett ve André Gide gibi yazarlara ilham vermiş ilk romanı “Arkadaşlarım” Kitapta, savaş gazisi Victor Bâton’un yalnızlıktan kurtulma çabasına ve arkadaş arama macerasına eşlik ediyoruz. Her biri bağımsız sayılabilecek bölümlerde Bâton’un çabalarının nasıl geliştiğini okuyoruz.Bu esnada 1920’lerin başındaki Fransa’dan insan manzaraları sunuyor roman. İşçi mahallesindeki kirası ucuz apartmandaki komşular, aş evlerindeki insanlar, kafeler ve meyhanelerdeki müdavimler… Sadece alt sınıflarla değil zenginlerle de karşılaşılıyor Bâton. İnsanın umutları, özlemleri, hırsları ile gerçekliği arasındaki uçurumu ironi ile dolduruyor, Bove. “Yalnızlık ağır geliyor. Bir dostum olsun isterdim, gerçek bir dostum ya da kendisine dertlerimi açabileceğim bir sevgilim. Bütün gün tek kelime etmeden sürtünce akşam odasında insana bir yorgunluk çöküyor. Azıcık sevgi görsem neyim varsa paylaşırdım: maaşımı, yatağımı. Bana dostluk gösterecek insana öyle ince davranırdım ki. Asla karşı gelmezdim ona. Tüm arzuları, arzularım olurdu. İt gibi her yere peşinden giderdim. Bir espri yapacak olsa hemen gülerdim; onu üzseler ağlardım.” Kitap hem yalnız kalmak istemeyen bir dostu olsun isteyen hem de yalnızlığına aşık bir kahramanın öyküsü.Çok severek okuduğum bir kitap oldu.
kübra
kübra
Arkadaşlarım
Arkadaşlarım
Emmanuel Bove
Emmanuel Bove
Arkadaşlarım
ArkadaşlarımEmmanuel Bove · Can Yayınları · 2020253 okunma
104 syf.
·
Puan vermedi
Zafer tankların değil, insanların olacak.
Adania Shibli 12 yılda tamamladığı 104 sayfalık eseri Küçük Bir Ayrıntı ile karşınızdayım. Kitabı okumaya başladığınızda elinizden bırakamıyor ancak her cümleden nefesiniz daralıyor.Kitabı bitirdikten sonra bir süre yerimden kalkamadım. Kitap iki bölümden oluşan merkezinde acılı bir tarih bırakan bir eser. Mülksüzleştirme, işgal altındaki yaşam, savaş, şiddet ve hafıza üzerine kurulan roman, İsrail’in Filistin’i işgalinin kanlı tarihini iki bölüm ve iki anlatımla merkezine almış. İlk bölümde Nakba’dan (Nekbe, Filistin’in ‘Büyük Felaket’ olarak adlandırdığı gün) bir yıl sonra, 13 Ağustos 1949’da bir bedevi kadının işgalci askerler tarafından yakalanarak toplu tecavüze uğraması ve öldürülmesini okuyoruz. Anlatıcımız isimsiz, zaten romanda kimsenin ismi yok. İlk bölümde işgalci komutanın anlattıklarını okuyoruz. İkinci bölümde ise yıllar sonra, Ramallah’ta başka bir genç kadın, doğmadan 25 yıl önce meydana gelen ve günümüzde “küçük” suç olarak adlandırılan bu iğrenç eylemi çevreleyen olayları keşfetmeye koyuluyor. İşgalciler tarafından toplu tecavüze uğrayarak öldürülen kadının hikâyesiyle, kendi hikâyesinin “küçük ayrıntı”sının peşinden gidiyor. Kitabı okurken aslında hiçbir şeyin değişmediğine görmek insanı çok yaralıyor.Tüm dünyanın gözler önünde büyük bir acımasızlık yaşanıyor ancak dur diyen yok.
kübra
kübra
Küçük Bir Ayrıntı 
Küçük Bir Ayrıntı 
Adania Shibli
Adania Shibli
Küçük Bir Ayrıntı 
Küçük Bir Ayrıntı Adania Shibli · Can Yayınları · 2021475 okunma
·
Puan vermedi
Baskı,ancak baskı altındakileri güçlendirir ve birbirine bağlar.
İnsanların bakışlarında bir şaşkınlık vardı ve açların gözlerinde de artan bir kızgınlık,bir azap…Halkın ruhunda büyüyen gazap üzümleri olgunlaşıp ağırlaşıyor ve bağbozumunu hazırlıyordu. John Steinbeck’in 1939 yılında yayınlanan Gazap Üzümleri romanı, “büyük buhran” olarak bilinen ve 1930’lar boyunca süren iktisadi krizin Amerika Birleşik Devletleri’ndeki etkilerini ve bu krizin tetiklediği yoksulluğun boyutlarını göstermekte, bunu Oklahoma’daki evlerini ve arazilerini kaybedip diğer binlerce çiftçi ailesi gibi iş bulma ve zenginleşme umuduyla Kaliforniya’ya göç etmek zorunda kalan Joad ailesinin trajedisi üzerinden yapmaktadır. Birçok kaynakta Gazap Üzümleri adlandırmasının yazarın bilinçli kullandığı bir metafor olduğu belirtiliyor. Buna göre, John Steinbeck, çürüyen bir meyve olarak, mevcut sistemin çöküntüsünü dile getirmektedir. Baskılara, demokratik olmayan uygulamalara, düşük ücretlere duyulan gazap ve öfke,  meyvenin/sistemin çürümesini de kapsamaktadır. Kitap ayrıca Peter Paul Rubens’in 1935 yılında yaptığı tabloya da atıfta bulunmaktadır. Uzun zamandır okuduğum en iyi kitaplardan biriydi.Herkese tavsiye ederim.İyi okumalar
kübra
kübra
Gazap Üzümleri
Gazap Üzümleri
John Steinbeck
John Steinbeck
Gazap Üzümleri
Gazap ÜzümleriJohn Steinbeck · Sel Yayınları · 202035,7bin okunma
Reklam
152 syf.
·
Puan vermedi
·
8 saatte okudu
def-ghi
Hayatının 10 yılı esir düştüğü yerliler arasında geçen bir miçonun hikayesi. Kitabımızın isimsiz anlatıcısı,gençliğinin maceralarını hatırlayan yaşlı bir adam.Kimsesiz bir çocuk olarak İspanya limanlarında büyüdüğü günlerden başlıyor anlatmaya.Hayali uzak denizlere açılmak.Bunu Hint Adalarına giden bir gemide miço olarak işe başlamasıyla gerçekleştiriyor. Anlatıcı belli bir tarihi vakanın tanığı olmaktan ziyade dünyanın ve insanlığın tanıdığı. Kitap hareketli ve kısa olmasına rağmen felsefi bir derinliğe sahip.Kültürel karşılaştırmalar özelinde yerlileri ve Avrupalıların doğa ve dünya kavrayışlarını,inançlarını,varoluş,gerçeklik,zaman,hafıza,varlık,hiçlik ve ötekililik gibi felsefi kavramları tartışmaya açan bir metin. Kitabı mutlaka herkes okumalı diyemiyorum.Herkese hitap edecek bir metin olduğunu düşünüyorum.Ancak merak edip okuyacaklara çok güzel bir yolculuk sunacaktır.Keyifli okumalar
kübra
kübra
Kimsesiz
Kimsesiz
Juan Jose Saer
Juan Jose Saer
Kimsesiz
KimsesizJuan Jose Saer · Jaguar Kitap · 2022205 okunma
128 syf.
·
Puan vermedi
Bir iz kalsın ardımda,ama okunduğu anda unutulacak bir iz.
Herkese merhaba Suzan Defter Ayfer Tunç’tan okuduğum 4. kitap.Her kitabında biraz daha bağlanıyorum kendisine️ Suzan Defter bilindiği üzere iki kişinin günlüklerinin birleştirilmiş hali aynı güne ait iki farklı günlük okuyoruz.E.Bey’in günlükleri çift numaralı sayfalarda,Suzan Hanım’ın ise tek numaralı sayfalarda ilerlemekte.İki farklı şekilde okunabilir kitap 1. yol;E.Beyin günlüğünü bitirip sonra Suzan Hanım’ın günlüğünü okumak 2.yol;Gün gün ikisinin günlüğünü okumak.Ben kitaba başlamadan önce gün gün okumayı düşünmüştüm.Ancak E.Bey’in günlüğü o kadar hoşuma gitti ki bırakamadım ve ilk onun yazdıklarını okudum. Kitapta bir şekilde varolmaya çalışan iki hayatı okuyoruz.Arka planda 80 olayları iki farklı ailenin yaşantısı.Kısacası yazdıklarını doğru bir insanla paylaşmayı bekleyen iki insanın yazdıklarından oluşan bir kitaptı.Elimden hiç bırakmadan okudum kısacık ama çok güzel bir kitaptı.Herkese tavsiye ederim.
kübra
kübra
Suzan Defter
Suzan Defter
Ayfer Tunç
Ayfer Tunç
Suzan Defter
Suzan DefterAyfer Tunç · Can Yayınları · 202213,1bin okunma
136 syf.
·
Puan vermedi
Hakikati arzularız ve içimizde yalnızca belirsizlik buluruz. Mutluluğu ararız ve yalnızca sefalet ve ölüm buluruz.’ ‘Evet, zenginler her zaman kazanacaktır, çünkü onlar daha acımasız, daha alçak ve daha vicdansız olanlardır.’ Horváth, nazilerin çocuklar ve gençlere yönelik faşizan eğitim politikaları ve bunun doğurduğu çarpıcı problemleri bir öğretmenin gözünden anlatıyor. Aynı zamanda Tanrı’yla olan sorunlarını gelişen olaylar doğrultusunda okuyucuya aktarıyor.  O sorunlar ki temelinde isyan ve acı yatıyor. Çocukların kafalarına nasıl girildiği ve nasıl zehirlendiklerini görmek, gözümü kırpmadan kitabı okumama neden oldu. Kitapta yaşananlar kurgu gibi gözükse de biliyoruz ki değil. Özellikle devlet politikalarının anlatıldığı kısımların hepsi gerçek ve uygulanmış kurallar. Uzun bir süre boyunca hak ettiği değeri göremese de, Almanca’nın yirminci yüzyıldaki en önemli yazarlarından biri olduğu hiç unutulmayan Ödön von Horváth, çocukların bile masumiyetlerini kaybettikleri bir çağı anlatıyor Tanrısız Gençlik'te. Gökyüzü yumuşak, yeryüzü soluk.Dünya, “Nisan” adında bir suluboya tablosu.
kübra
kübra
Tanrısız Gençlik
Tanrısız Gençlik
Ödön Von Horvath
Ödön Von Horvath
Tanrısız Gençlik
Tanrısız GençlikÖdön Von Horvath · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20213,159 okunma
160 syf.
·
Puan vermedi
Anımsadığımız şeyler tanık olduklarımızla her zaman aynı olmuyor.
Bir Son Duygusu~Julian Barnes Anımsadığımız şeyler tanık olduklarımızla her zaman aynı olmuyor. ''Anımsama yoluyla hayatı irdelemele'' metoduyla yazılmış bu roman yazarın ustalık eseri olarak görülüyor. Başlarda yavaş bir temposu olan roman, kahraman Tony Webster'in gençlik yıllarından anımsadığı arkadaşlık ortamı üzerine anılarını anlatmasıyla başlıyor. Dünden bugüne kendi düşünceleri içinde anımsamalar yaşarken bir gün ona miras bırakılan bir günce ile bütün bildiğini sandığı gerçekler farklı boyutlarda karşısına çıkıyor.Sonrası iç hesaplaşmalar ve geçmişin acıtan izlerinde sessiz bir yürüyüş.
kübra
kübra
Bir Son Duygusu
Bir Son Duygusu
Julian Barnes
Julian Barnes
Bir Son Duygusu
Bir Son DuygusuJulian Barnes · Ayrıntı Yayınları · 20212,269 okunma
367 syf.
8/10 puan verdi
Bütün modern Amerikan Edebiyatı Mark Twain’in Huckleberry Finn dediği kitaptan gelir.”Ernest Hemigway Her ne kadar çocuk kitabı gibi görülsede aslında her yaştan herkesin okuması gereken bir kitaptır.Huck ile ilk Tom Sawyer’in Maceralarında tanıştık.Bu kitapta Huck ve Jim adlı kölenin maceralarını okuyoruz.Kitap sadece bir çocuğun maceralarına tanık olmuyoruz altında çok daha farklı temalar işlenmiş. 1- Irkçılık ve Kölelik 2- Ahlaki ve Zihni Eğitim 3- Toplumdaki İkiyüzlülük 4- Medeniyet ve Doğa Çatışması 5- Din Eleştirisi 6- Çocukluk 7- Yalanlar ve Şakalar 8- Popüler Romanların Parodileri 9- Para 10- Batıl İnanç Bir çocuk kitabı olarak adlandırılan kitaba göre yoğun temalar işlenmiş.Herkese tavsiye ediyorum.Keyifli okumalar.
Huckleberry Finn'in Maceraları
Huckleberry Finn'in Maceraları
Mark Twain
Mark Twain
Huckleberry Finn'in Maceraları
Huckleberry Finn'in MaceralarıMark Twain · İş Bankası Kültür Yayınları · 20142,862 okunma
238 syf.
·
Puan vermedi
Yine iyi ki okumuşum dediğim bir kitapla karşınızdayım.Öyle çok sevdim ki tekrar okumayı düşündüğüm,istediğim kitaplardan oldu. Büyük usta İhsan Oktay Anar,Puslu Kıtalar Atlasını yazarken Tevrat,İncil ve Kuran-ı Kerim’den aşina olduğumuz ama dile getirmeyi beceremediğimiz bölümleri felsefeyle o kadar güzel harmanlamış ki neyin gerçek neyin sahte neyin var neyin yok olduğunu anlayabilene aşk olsun. Ah minel aşk ve’l minel garaib. Latince deyişlerden tutun da kutsal kitaplardan alıntılara,kehanet aynasından rüya motiflerine;hayal-gerçek,varlık-boşluk,uyku-uykusuzluk, gibi daha yazamadığımız birçok metaforu rüyalarımıza sokuyor.Biri rüya mı dedi yoksa gerçek miydi,karar sizin!Puslu Kıtalar Atlası isminin hakkını fazlasıyla veriyor.
Puslu Kıtalar Atlası
Puslu Kıtalar Atlası
İhsan Oktay Anar
İhsan Oktay Anar
Puslu Kıtalar Atlası
Puslu Kıtalar Atlasıİhsan Oktay Anar · İletişim Yayınları · 202048,6bin okunma
Reklam
108 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Mahalle çocuğu,Sait’in hikâyelerinde bir iki tane değildir;birçoktur.Bunu,onun bu yaşa kadar değişmemiş mizacına veriyorum.Bence Sait Faik ne genç hikâyecidir,ne ihtiyar.Bence o,kırkını aşmış bir mahalle çocuğudur. Ama sakın bu hükmü onu kötülemek için söylemiş bir söz sanmayın.Çocuk deyişim ona gençlikten daha genç bir yaş biçişimden,mahalle çocuğu değişim de onu,ekseri mahalleden yetişenler gibi,halktan bir insan,halka bağlı bir insan sayışımdan ileri geliyor. Orhan Veli Sait Faik bu sözlerle anlatır.Orhan Veli’nin dediği gibi öyküler bizden birinilerini anlatır. Sait Faik, bir konuyu değil, yaşamın bir parçasını işliyordu. Bir tez savunmuyor, bir yaşantıyı yansıtıyordu. İnsan sevgisi dolu, doğa sevgisi dolu bir yüreği vardı. Nereye baksa bu sevgi ile ısınıyor, ışıklanıyordu. Biz ancak o el attıktan sonradır ki, en önemsiz görünen insanların ve şeylerin zevkine eriştik. Haldun Taner ise Sait Faik için durumlardan duyguyu ifade ettiğini söyler.Sait Faik olay hikayecisi değildir. İki ustanın sözleri üzerine bana söylenecek pek bir şey kalmıyor aslında.Sait Faik,küçük insanı yani o zaman kadar üzerinde durulmamış balıkçının,işçinin,çobanın,hamalın,hizmetçi kızların,farklı farklı dinlerden ada sakinlerinin hayatını anlatır hikayelerinde.Onu anlamak sevmek Türkiye’yi anlamak sevmek gibidir.Olayın değil durumun duyguların peşindedir Sait Faik. 14 eserden oluşan bu öykü kitabı içimizden birilerinin hayatlarından ufak kesitleri sunuyor bizlere.Kitaba ismini veren Lüzumsuz Adam hikayesi en sevdiklerimden oldu.
Lüzumsuz Adam
Lüzumsuz AdamSait Faik Abasıyanık · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20137,9bin okunma
127 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Reşat Nuri’den okuduğum ikinci eserdi Acımak.İlk olarak Çalıkuşu romanını okumuş ve sevmiştim.Acımak bir günde okunacak ama etkisinden öyle kolay çıkılamayacak bir roman oldu.Kitap Zehra öğretmen ve onun marifetleri ile başlıyor.Başlangıçta hayran oluyorsunuz kendisine.Ancak bu Zehra öğretmenin çok büyük bir eksikliği var acımak.Hikaye ilerledikçe bu eksikliğin nasıl oluştuğu anlaşılıyor.Ama Reşat Nuri okuru ters köşe yapıyor.Lafı çok uzatmaya gerek yok herkesin okuması gereken bir eser olduğunu düşünüyorum. Şimdiden herkese keyifli okumalar.
Acımak
AcımakReşat Nuri Güntekin · İnkılap Kitabevi · 200239,7bin okunma
224 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Macaristan Edebiyatından çıkan ;hem ebeveyn-evlat ilişkisini,hem aşk ilişkisini şefkati;hüznü ve tarif edilemeyecek birçok duyguyu içerisinde barındırıyor. Annesini üzmemeye çalışırken çok fazla üzen bir kadın,annesinin üzmemeye çok fazla çalışıp üzdüğü bir kız çocuğu. Ne acımasız bir şefkat! Bir gün hayat da aynı şekilde bırakıp gidecek bizi,diye düşündü Vince.Tıpkı böylece arkasına bile bakmadan.Onun da böylece sessizce,zamanını önceden söylemeden çekip gitmesini isterdim.
Iza'nın Şarkısı
Iza'nın ŞarkısıMagda Szabo · Yapı Kredi Yayınları · 20203,503 okunma
400 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Upton Sinclair, sendikal hakların henüz olmadığı, sömüren bir azınlığın sömürülen çoğunluğa hükmettiği, işçinin ruhu ve bilinci olmayan bir makine olarak görüldüğü, kölelik düzeninin hüküm sürdüğü yıllara götürüyor okuyucusunu. Jurgis, ailesiyle birlikte Litvanya’dan Şikago’ya daha “iyi” bir hayat için gelmiş bir emekçidir. Şikago’daki ilk işi durham et şirketinde sığır bağırsaklarını elindeki çalı süpürgesiyle deliklere süpürmektir. 400 sayfa boyunca kapitalist sömürünün içinde yılmadan yaşam mücadelesi veren, yavaş yavaş bilinçlenen ve karşı mücadeleye geçen Jurgis’in muhteşem öyküsü yer alıyor kitapta. harika bir anlatım. ağır ve kasvetli bir kurgu fakat gerçeğin en sert hâli…
Şikago Mezbahaları
Şikago MezbahalarıUpton Sinclair · Sel Yayıncılık · 2021920 okunma
56 syf.
·
Puan vermedi
Hepimiz Gogol'un 'Palto'sundan çıktık Dostoyevski’nin Gogol’un yazmış olduğu "Palto" hikayesi için söylemiş olduğu bir sözdür. Çünkü Gogol’un yazmış olduğu "Palto" hikayesi Rus edebiyatının yapıtaşıdır ve bu hikaye ile gelişme göstermektedir. Gogol’dan sonra gelen yazarlar ondan etkilenmişlerdir ve bu yüzden Dostoyevski böyle bir söz söylemiştir. Çünkü Palto baş kahramanı Akaki Akakiyeviç diğer romanlarda olduğundan çok farklı toplumun herhangi bir kalıbına girmeyen diğer insanlara benzemeyen bir karakterdir. Öyle ki bu karakter gelişen, değişen kent yaşamı, toplum normları ve toplumdaki alışkanlıklar ile Walter Benjamin'in Pasajlar adlı kitabında tanımını yaptığı "flaneur " kavramına dönüşecektir.
Palto
PaltoNikolay Gogol · Can Yayınları · 037,2bin okunma
56 syf.
·
Puan vermedi
İnsanlar kendi kaygıları için hayatta olduklarını sanıyorlardı, oysa sadece sevgi sayesinde hayattaydılar.Sevgiye ulaşan kişi Tanrı’ya ulaşır ve Tanrı onun içindedir, çünkü Tanrı sevgidir.
İnsan Neyle Yaşar
İnsan Neyle YaşarLev Tolstoy · Can Yayınları · 2020192,9bin okunma
Reklam
336 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
” Biraz ışığa ne dersiniz?” dedi Bilbo özür dilercesine. “Biz karanlıktan hoşlanırız,” dedi cücelerin hepsi. “Karanlık işlere karanlık gerekir!..” Hobit’in yaşadıkları o kadar güzel anlatılmş ki yer yer içinde kayboluyorsunuz hikayenin, yer yer canlanıyor tüm zamanlar gözünüzde. Kurgusu bence filmine göre kitapta daha güzel işlenmiş.
Hobbit
HobbitJ. R. R. Tolkien · İthaki Yayınları · 201914,1bin okunma
420 syf.
·
Puan vermedi
·
26 günde okudu
Kitap Rimbaud’un “Dayanılmaz tek şey, hiçbir şeyin dayanılmaz olmamasıdır” cümlesiyle başlıyor. Bu cümlenin aslında bütün hikaye boyunca yol gösterici olduğunu kitabı bitirdiğimde anladım. Kitabın ana konusu Gazâ’nın tabiri caize dehşetengiz öyküsü. Bir yerde olayların çözülüp normal bir seyre girmesini beklerken, bu kitapta hikaye gerilimi tırmanarak artıyor ve dehşet sınırlarını zorluyor.
Daha
DahaHakan Günday · Doğan Kitap · 202313,8bin okunma
168 syf.
7/10 puan verdi
Okuduğum ilk bulgakov romanıdır, son olmayacaktır.  Olayları anlatımıyla, gerçekçi tasvirleriyle ve samimi üslubuyla oldukça beğendiğimbir roman oldu. Üniversiteden yeni mezun olan bir doktorun yaşadığı sıkıntıları, göreve başladığı yerdeki insanlarla iletişimini olanca çıplaklığıyla anlatmış.Hatta romanı okurken doktorla birlikte ameliyatlara giriyor, hastaları muayene ediyorsunuz. Roman, arka planda Rusya'daki değişimleri anlatması açısından da oldukça değerli. Yazarın hayatına biraz baktığımızda uzun bir süre eserlerinin ülkesinde yasaklı olduğunu görüyoruz. Kıymeti geç anlaşılan yazarlar listesine Bulgakov'u da eklemeliyiz
Genç Bir Doktorun Anıları
Genç Bir Doktorun AnılarıMihail Bulgakov · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202324,9bin okunma
520 syf.
10/10 puan verdi
Jack London'ın okuduğum ilk kitabı beyaz dişti.İlkokul zamanıydı ve bana büyük bir keyif vermişti.Hatta o zaman merak edip diğer kitaplarını da okumak istemiştim ancak o zaman ki Türkçe öğretmenim diğer kitaplarını okumam için henüz erken olduğunu söylemişti.Daha sonra araya birçok kitap girdi ve ben o zamanı unuttum tabii...Taki şans eseri demir ökçe ile karşılaşana dek.Büyük bir hevesle önce demir ökçeyi sonra martın edeni satın aldım.İyi ki de almışım.Martin Eden için hayatımın kitapları arasında diyebilir.Martın Eden aşkı için girdiği yolda hayatı kendini yeniden tanıyan bir gençtir.Jack London bu kitapta bireyciliği çok güzel işlemiş.Akıcı bir dil ile yazılan kitabı nasıl bitirdiğinizi anlayamacaksınız bile.
Martin Eden
Martin EdenJack London · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202392,2bin okunma
184 syf.
·
Puan vermedi
Ben genel olarak okuduğum kitapları kütüphanelerden almayı tercih ederim.Hem maliyet açısından hem de kütüphanelerde bulduğum eski basımlar hoşuma gider.Aynı kitabı sizinle birlikte birçok kişi okumuştur.Böylece kitap sanki birçok farklı hayat barındırırmış gibi gelir bana.Muhteşem Gatsby de o kitaplardan biriydi.Muhteşem Gatsby, uzun zamandır okumak istediğim kitapların başında geliyordu ve kütüphanede rastlayınca hemen aldım.Kitabın baş kısımları biraz uzun betimlemelerle doluydu.Lakin devam okumaya devam ettikçe kendinizi kitabın içine çekilmiş olarak buluyorsunuz.Ayrıca belirtmek isterim ki birçok kitapta olduğu gibi bu kitapta da çeviri eksiklerinden kaynaklı derinlik kaybı olmuş bu nedenle birçok kişi beklediği etkiyi alamadığını söylüyor.Ancak ben şanslı kişilerdendim çünkü benim okuduğum kitapta böyle bir sorun yoktu.(Maalesef hangi yayıneviydi hatırlayamıyorum.) Art Deco'nun hüküm sürdüğü bir New York, ışıltılı kıyafetleri ve aykırı tavırlarıyla flapper kızları, caz ve Charleston'ın doğduğu o hareketli yıllar... Fitzgerald'ın canlı betimlemeleri sayesinde 1920'lerin bu şaşaalı hayatını yaşamış kadar oluyor, karakterlerin duygu ve düşüncelerini deneyimliyorsunuz. Yazarın üslubu şaşırtıcı derecede samimi. Hissettiklerini ve düşündüklerini çekinmeden söylemesi, Fitzgerald'ı böylesine çok sevmemin başlıca nedeni. Ön planda sunduğu aşk hikayesinin arkasında Amerikan rüyasını ve dönemin sistemini eleştirmesi, ama bunu kurguya bir güzel yedirmesi, bana göre başarısının bir göstergesidir. Keyifli okumalar.
Muhteşem Gatsby
Muhteşem GatsbyF. Scott Fitzgerald · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202221,1bin okunma
96 syf.
·
Puan vermedi
Aslında bir yazarın bir kitabını beğendikten sonra peşinden hemen başka bir kitabını daha okumalıyım diye bir merakım yoktur.Ama kırmızı pazartesinden sonra tesadüfen elime geçen benim hüzünlü orospularımıda okumak istemiştim.İyiki de okumuşum.Neden mi? Benim Hüzünlü Orospularım’da, yaşamı; gençliği ve güzelliği ile simgeleyen uyuyan güzel
Benim Hüzünlü Orospularım
Benim Hüzünlü OrospularımGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 201920,9bin okunma
Reklam
·
Puan vermedi
Sıra dışı bir kitap olduğunu söylemek isterim kesinlikle.Bulgakov, dünya edebiyatının şaheserleri arasında yerini alan “Usta ile Margarita” yı, yayımlanma olasılığı olmamasına rağmen, bu ortamda, her türlü zorluğa göğüs gererek, pes etmeden on yıl boyunca, titizlikle yazdı. Gizli polisin kitaptan haberi olsaydı Bulgakov büyük bir olasılıkla diğer Rus aydınlarının kaderini paylaşacak ve ya Sibirya’ya sürülecek, ya da ortadan kaldırılacaktı. Kitap ancak ölümünden yirmialtı yıl sonra yayımlanabildi ve derhal büyük bir coşku ile karşılandı. Kitabın girişinde, Moskova’ya inen Şeytan Woland, bir parkta Yazarlar Birliği Massolit’in başkanı Berlioz ile yeteneksiz, kukla şair Biezdomni’nin konuşmalarına tanık olur. Tanrının varlığını reddeden, insanın kendi kaderini kendisinin tayin edebileceği konusunu tartışan bu iki yazarın düşüncesine karşı çıkan Şeytan Woland kendi savını kanıtlamak için çetesi ile birlikte, birbirinden komik entrikalarla Moskova’yı birbirine katar. Karabüyü, vampirlik, kopan kafalar, uçan süpürgede Moskova’yı tavaf eden çıplak güzeller, sihirli gençlik kremleri, bahar baloları, çılgın tiyatro gösterileri, Bulgakov’un kalemiyle, dönemi yerden yere çalan bir hiciv örneği olarak ortaya çıkar.
Usta ile Margarita (Çizgi Roman)
Usta ile Margarita (Çizgi Roman)Mihail Bulgakov · NTV Yayınları · 2011136 okunma
268 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
32 günde okudu
Sipariş bir roman olmasından ziyade,psikolojinin sınırlarına inişleriyle,gerçekçiliğiyle ve toplumsal olgulara mükemmel dokunuşlarıyla ben de çok güzel intiba bırakan bir kitap.Sabahattin Ali yaşadığı devri o kadar iyi irdelemiştir ve bunun doğrusunun ne olması gerektiğini öylesine mükemmel işlemiştir ki,bu doğrular hala geçerliliğini korumaktadır.Sabahattin Ali romanlarında şiir gibi anlattığı toplumsal yapı ve kişinin iç dünyasına yaptığı yolculuklarla Türk romanının en iyilerinden olduğunu ispatlamıştır.İçimizdeki şeytan ise hiç değilse en iyi on romandan biridir.
İçimizdeki Şeytan
İçimizdeki ŞeytanSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2019172,7bin okunma