Pervin, babasına olan yoğun ısrarlarıyla İzmir'den İstanbul'a amcasının evine yazı orada geçirmek üzere gidiyor.
Sürekli hayalinde canlandırdığı, gözünde büyüttüğü, görmeyi en çok istediği yer olan İstanbul.. onun için tam bir hayal kırıklığı oluyor. İnsanların davranışları, birbirlerine tutumları, aile arasındaki kopukluklar, bayağılıklarıyla dolmuş İstanbul onun hayalindekiyle bir tutmuyor. Gittiği günden itibaren günlük tutmaya başlıyor. Amcasının bağnazlığı, aile içindeki iletişimsizlik, genç kızların vıcık vıcık aşkları, insanların dedikoduları, o dönemin toplumunun kadın üzerindeki baskıları (maalesef hala devam etmekte olan baskılar...) onu o kadar iğrendiriyor ki, hepsini satır satır yazıyor ve sitem ediyor. Yazarın burada verdiği mesajlar, değindiği noktalar çok güzeldi. Sonunu beğenmedim diyemem ama kısa tutulduğunu düşündüm bitirince. Buna rağmen en sevdiğim kitaplar arasında girdi.
Pervin'in saf duygularıyla yazdığı satırları sizin de okumanızı çok isterim kesinlikle..