n

n
@kitapligimdan
100 syf.
10/10 puan verdi
·
1 saatte okudu
Pervin, babasına olan yoğun ısrarlarıyla İzmir'den İstanbul'a amcasının evine yazı orada geçirmek üzere gidiyor. Sürekli hayalinde canlandırdığı, gözünde büyüttüğü, görmeyi en çok istediği yer olan İstanbul.. onun için tam bir hayal kırıklığı oluyor. İnsanların davranışları, birbirlerine tutumları, aile arasındaki kopukluklar, bayağılıklarıyla dolmuş İstanbul onun hayalindekiyle bir tutmuyor. Gittiği günden itibaren günlük tutmaya başlıyor. Amcasının bağnazlığı, aile içindeki iletişimsizlik, genç kızların vıcık vıcık aşkları, insanların dedikoduları, o dönemin toplumunun kadın üzerindeki baskıları (maalesef hala devam etmekte olan baskılar...) onu o kadar iğrendiriyor ki, hepsini satır satır yazıyor ve sitem ediyor. Yazarın burada verdiği mesajlar, değindiği noktalar çok güzeldi. Sonunu beğenmedim diyemem ama kısa tutulduğunu düşündüm bitirince. Buna rağmen en sevdiğim kitaplar arasında girdi. Pervin'in saf duygularıyla yazdığı satırları sizin de okumanızı çok isterim kesinlikle..
Genç Kız Kalbi
Genç Kız KalbiMehmet Rauf · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20197,3bin okunma
Reklam
250 syf.
5/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Yazara ilk olarak deneme olan Harfler ve Notalar eseriyle başladım. Aslında okuma sırasıyla gidecektim fakat bir türlü hiçbir yazara okuma sırasıyla başlamayı beceremiyorum. Araştırıken hep illâ ki diğer kitabının konusu daha da ilgimi çekiyor ve sıra falan gidiyor kafamdan. Denemesini beğenmiştim fakat romanını okuyunca keşke okuma sırasıyla
Kuşlar Yasına Gider
Kuşlar Yasına GiderHasan Ali Toptaş · Everest Yayınları · 201919,9bin okunma
172 syf.
9/10 puan verdi
·
34 saatte okudu
"Kişiye seçme hakkı tanınmazsa, o kişiliğini yitirir."
Okumaktan en keyif aldığım kitaplar beni üzerinde çok fazla düşünmeye iten kitaplardır. Otomatik Portakal'a da bu yüzden hayran kaldım. Ele aldığı toplumsal konular, olaylar ve bu olaylara karşı yazarın düşünceleri, fikirleri çok etkileyiciydi. Okuduktan sonra bana katkıları çok fazla oldu. Çoğu satırda durdum, düşünmeye itti beni. Yer yer kendi fikirlerime, görüşlerime da rastladım bu satırlarda. 3 bölümden oluşuyor kitap. 1. bölüm ki kendisi benim en sevmediğim bölümdür, 15 yaşındaki Alex ve 3 arkadaşının yaptıkları ahlaksızlıkları, işledikleri suçları ele alıyor yazar. 2. bölümde ise Alex'in tutuklanışı ve topluma kazandırılmaya (!) çalışılması anlatılıyor. 3. bölüm yani son bölümde ise Alex'in topluma nasıl kazandırıldığını (!) okuyoruz. Gerçekten bu ilk satırları okurken sinir olmamak elde değil. Başlangıcı benim için güzel başlamamıştı. Fakat 2. bölüme geçtiğimde sürükleyici ve merak uyandırıcı olmaya başladı. Yazarın vermek istediği duygular bana çok net olarak geçti. Kitap hakkında konuşulacak, yazılacak çok şey var fakat kendiniz okuyup buna göre çıkarımlar yapın derim. Elinizde varsa lütfen bekletmeden okuyun. Pişman olacağınızı sanmam.
Otomatik Portakal
Otomatik PortakalAnthony Burgess · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 200993,3bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
632 syf.
9/10 puan verdi
Zahar karakteri Oblomov'u şöyle tanımlıyor: "Rahatlıktan rahatsız." İki kelimeye indirgenerek en iyi böyle açıklanabilirdi. Gerek ailesi, gerek çevresi yüzünden hiçbir şey çaba sarfetmeden her şey önüne konmuş, kendi kendine bir eylem yapmasına asla izin verilmemiş bir ortamda büyüdüğünden bu hale gelmiş Oblomov. Dostoyevski diyor ya; "Her şey insanın içinde yaşadığı ortama, şartlara bağlıdır. Her şeyi belirleyen çevredir, insansa bir hiçtir." diye. Belki de bu sözün en güzel örneğidir Oblomov. İlk 100 sayfasını okurken delirmemek için kendimi zor tuttum. Oblomov karakterine hiç ısınamadım. Resmen onun o uyuşukluğundan okurken ben bunaldım. Ama ilerledikçe onun ruhunu, düşüncelerini daha iyi anladım zannediyorum ve zaman zaman kendime yakın hissettiğim, onda kendi benzer yönlerimi bulduğum da oldu. Mesela bir işe yönelik karar vermesi, şu zaman yaparım, bu zaman yaparım derken o işi erteleye erteleye asla yapmaması... bu huyumdan nefret ediyorum. Sanırım başlarda okurken sinir olmamın nedeni de bir nebze olsa da kendimden bir parça görmemdir. Kitaba başladığımdan beri asla ısınamadığım ve bitirdiğimde de aynı şekilde sevmediğim tek karakter Olga Sergeyevna. Gerek var mıydı diye soruyorum sürekli kendime. Neden ısınamadığımı da soruyorum fakat asla ona da bir yanıt bulamıyorum. Oblomov ve Olga'nın öyle bir sona ulaşmasını hem istiyor hem de zaten tahmin ediyordum. Mutlu oldum. İyi ki okumuşum dedirten kitaplardan<3
Oblomov
Oblomovİvan Gonçarov · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202140bin okunma
336 syf.
6/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Kitap Rosie'nin ölümü ile başlıyor. Rosie, Neal ve Jo'nun kızları. Kate ise atlarla ilgilenen bir komşuları. Kitapta en çok bu üç karakter bahsediliyor ve bahsedilen olayları Kate ve Rosie'nin ağzından okuyoruz. Genel olarak bahsettiği ve anlatmak istediği konu ise hiçbir şeyin dışarıdan göründüğü gibi olmadığı. Hiçbir insanın göründüğü gibi olmadığı, hiçbir olayın dışarıdan izlendiği gibi basit kalmadığı. Basılan yayından kaynaklı olsa gerek, çeviri yanlışlarıyla doluydu. Bazı yerlerde bağlantı kuramadım, defalarca okusam da anlamadım.Yine de güzel bir kitaptı. Biraz polisiye, azcık gerilim ve çokça duygusallık barındıyordu. Çerezlik bir kitap. Okumasanız bir şey kaybetmezsiniz.
Ritimsiz Ruh
Ritimsiz RuhDebbie Howells · Olimpos Yayınları · 2017457 okunma
Reklam