Dünyayı yaratan ve rahim ve rahman olan bir Tanrı var olsaydı,evrenin ahlâkî bir düzeni bulunsaydı ve ölümden sonra yaşam gerçek olsaydı,bunun ne kadar güzel bir şey olacağını kendi kendimize söyleyip duracağız;ama bütün bunların, gerçekliğini arzulamaya mecbur olduğumuz şeyler olması çok çarpıcı bir gerçektir.
Nietzsche'nin sesi yumuşaktı, sözcükleri yuvarlıyordu“yaşadığım için sevinçli değilim.Hiç değilim.Karanlık korkusu yok.Korkunç,kendimi çok korkunç hissediyorum."
Ama dokunmaya bile korktuğun bir şeyi nasıl bilgece kullanabilirsin ki? Gözlerini, yaşamını,hatta ruhunu mahveden bir şeyi nasıl sevgiyle kullanabilirsin ki? İmkansız bu!