Kitap Okuyan Bir Adam

Kitap Okuyan Bir Adam
@kitapokur_adam
Bu metin İngilizce dilinden otomatik olarak çevirilmiştir. Orjinali Göster
instagram.com/kitapokur_adam
Memur
Selçuk Üniversitesi
İstanbul
Bingöl, 1991
250 okur puanı
Ocak 2020 tarihinde katıldı
133 syf.
10/10 puan verdi
·
25 saatte okudu
William Shakespeare (1564-1616): Oyunları ve şiirlerinde insanlık durumlarını dile getiriş gücüyle yaklaşık 400 yıldır bütün dünya okur ve seyircilerini etkilemeyi sürdüren efsanevi bir yazardır. 1597 yılında yayımlanan Romeo ve Juliet adlı oyunu Shakespeare'nin en çok bilinen ve tiyatroda en çok sahnelenen oyunudur. İki düşman ailenin ( (Capuletler ve Montagueler) çocukları Romeo ve Juliet birbirine ilk görüşte aşık olmuştur. Ancak aileler arasındaki düşmanlık kavuşmalarını imkansız kılmıştır. İki genç aşık, kavuşmak için rahibin yardımını isterler. Rahibin kurduğu planda aksilik olunca yanlış anlaşılmalar yüzünden iki genç intihar eder. Dramatik ve trajikomik bir aşk hikayesi... Neredeyse 400 küsür yıl önce yazılmış bir eserin bu derece insanı etkilemesi Shakespeare'in ne kadar büyük bir yazar olduğunu gösteriyor. Bu konu günümüze kadar defalarca sinemaya çekilmiştir. Düşmanlığın insanlığı ne derece zarara uğrattığını ve acıdan, kandan başka birşey getirmediğini görüyoruz. Mutlaka okuyun, keyifli okumalar dilerim...
Romeo ve Juliet
Romeo ve JulietWilliam Shakespeare · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202260,8bin okunma
Reklam
88 syf.
6/10 puan verdi
·
5 günde okudu
“Başka zaman olsa, iyi kötü sıradan bir zaman olsa, daima telefonlarına bakan insanlar olur, sabah, öğlen, gece, kaldırımın orta yerinde, yanlarından seğirten herkese kayıtsız, ellerindeki cihazın içine düşmüş, o cihaz tarafından büyülenmiş ve yutulmuş insanlar ya da üstüne yürüyen, sonra bir anda dümen kıranlar, ama onca dijital müptela şimdi yapamıyor bunu, telefonlar kapalı, her şey çökmüş çökmüş çökmüş.” ABD'li yazar Don Delillo(d.1936), 2020 yılında kaleme aldığı bu distopik hikayede 2022'yi anlatır. Bir araya toplanmış ve önemli bir maçı televizyondan takip etmek isteyen beş kişi aniden ekranların kararması ile kendilerini bir hiçliğin ortasında bulur. Dijital çağ insanı için bu zorlu bir süreçtir elbette. Başlarına gelen bu durumu nasıl aşacaklar, nasıl alışacaklar? Kurgusunu beğendiğim bir kitap oldu. İnsanı düşündürüyor, yeni ufuklar açtırıyor. Ama çeviriden mi kaynaklı yoksa yazarın dili mi kötü bilmiyorum, oldukça kötü bir anlatım var. Keyifli okumalar dilerim...
Sessizlik
SessizlikDon Delillo · Siren Yayınları · 2022169 okunma
156 syf.
7/10 puan verdi
·
5 günde okudu
"bir gece sabaha karşı en kilitli kapılarım açılacak yalnızlığımdan çıkıp gideceğim ne sensiz kalırsam korkusu ne kitaplarda okuyup altını çizdiklerim ne alkol tutabilecek beni ne ölüm telâşı" Attilâ İlhan (15 Haziran 1925 - 10 Ekim 2005), Türk edebiyatının en önemli şairlerinden biridir. Uzun yaşamı boyunca üretkenliği ile ön plana çıkmış, edebiyatımıza sayısız önemli eser kazandırmıştır. Ben sana mecburum şiiri en çok bilinen şiiridir ve aynı zamanda bu kitaba isim olmuştur. Kelimelerle bir manzarayı resmetmek gibidir şiir, pek yorumlanamaz. Kitaptaki birkaç şiiri beğendim ve birkaç satırın altını çizdim, gerisi bana hitap etmedi ve bir şey düşündürmedi. Keyifli okumalar dilerim...
Ben Sana Mecburum
Ben Sana MecburumAttila İlhan · İş Bankası Kültür Yayınları · 010,5bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
232 syf.
6/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Merhaba arkadaşlar, Türk edebiyatının yeni nesil genç yazarlarından Nermin Yıldırım'ın (d. 1980) Bavula Sığmayan adlı öykü kitabı hakkında bilgi vermeye çalışacağım. Daha çok romanları ile tanınan Nermin Yıldırım, bu eserinde 25 tane öyküye yer vermiştir. Öykülerin bazıları birbirinin devamı niteliğinde. Konu olarak çocukluk ve gençlik hevesleri, giden ve kalan insanları, birbirine tututan insanların hayatlarını anlatmıştır. Bu kitap yazarla tanışma kitabım oldu. 25 öyküden sadece bir kaçını beğendim. Özellikle Dönmek ve Bavula Sığmayan adlı öyküler güzeldi. Yazarın dili sade ve anlaşılır, ancak birkaç öyküsünde denk geldiğim eşcinsel türü karakterler, 74 yaşındaki amcadan sugar dady yaratma çabaları beni oldukça rahatsız etti. Genel olarak baktığımda ise bu kitabı okumaya değer olarak bulmuyor, tavsiye etmiyorum. Keyifli okumalar dilerim...
Bavula Sığmayan
Bavula SığmayanNermin Yıldırım · Hep Kitap · 20222,742 okunma
671 syf.
9/10 puan verdi
·
11 günde okudu
ABD'li yazar John Steinbeck(1902-1968), gerçeklik akımının büyük bir temsilcisidir. Yazdığı Fareler ve İnsanlar, Gazap Üzümleri, Cennetin Doğusu gibi kült eserler ile 1962' de Nobel Edebiyat Ödülü'nü kazanmıştır. Steinbeck, 1952' de yayımlanan Cennetin Doğusu adlı romanı için; "Bugüne kadar yazdıklarım, bu kitap için hazırlık niteliğindeydi," ifadesini kullanmıştır. Cennetin Doğusu, karakter bakımından oldukça zengin bir kitaptır. Eserde Kaliforniya'nın Salinas Vadisi'nde yaşayan iki ailenin öyküsünü anlatır. Kaderleri garip bir biçimde kesişen Trask ve Hamilton aileleri... İyiliğin ve kötülüğün Habil ve Kabil'den süregelen yazgısı... Aşk ve nefret... Savaşın insanlar üzerindeki etkisi... Yani anlayacağınız konu bakımından tek bir konu ile sınırlandırılamayacak bir şaheser. Kitap uzun soluklu olmasına rağmen betimleme az, bu yüzden oldukça akıcı. Özellikle eserdeki Samuel Hamilton ve Lee karakterlerini çok seveceksiniz. İnsan doğuştan mı kötü olur yoksa yaşam şartları mı onu bu hale getirir? Özgürlük ne ifade eder? Bu sorulara cevap bulabileceğiniz harika bir eser. Mutlaka okuyun. Keyifli okumalar dilerim...
Cennetin Doğusu
Cennetin DoğusuJohn Steinbeck · Remzi Kitabevi · 20116,4bin okunma
Reklam
56 syf.
10/10 puan verdi
·
3 günde okudu
" Hayatın en iyi kısmının başta, en kötü kısmının da sonda olması ne yazık." ABD'li yazar F. Scott Fitzgerald(1896-1940), Mark Twain'e ait olan yukarıdaki sözden etkilenerek bir eser yazmaya karar verir. 1922 yılında Benjamin Button'ın Tuhaf Hikayesi adlı müthiş eseri yazar. Fitzgerald bu en bilinen hikâyesinde 1860 yılında yaşlı bir adam olarak doğup giderek gençleşen Benjamin Button’ın hayatını anlatır. Benjamin Button yalnızca yaşlı bir adamın bedeniyle dünyaya gelmemiştir. 70’li yaşlarındaki bir adamın zihnine ve zevklerine de sahiptir. Gençleştikçe dirilen bedeniyle birlikte daha aktif bir hayata ve ilgi alanlarına kavuşur. Yazar yaşın insanın kimliği üzerindeki etkisine dikkat çeker. Yaşlanma üzerine yazılmış bu nükteli, fantastik hiciv, Hollywood’un da dikkatinden kaçmamış, 2008’de vizyona giren film uyarlaması büyük ilgi görmüştü. Fantastik tarzındaki eserlere mesafeliyimdir ama bu 50 sayfalık eseri bir nefeste bitirdim diyebilirim. İnsanı güldüren, düşündüren harika bir eser. Mutlaka okuyun. Keyifli okumalar dilerim...
Benjamin Button'ın Tuhaf Hikayesi
Benjamin Button'ın Tuhaf HikayesiF. Scott Fitzgerald · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202021,5bin okunma
142 syf.
7/10 puan verdi
·
6 günde okudu
ABD'li yazar, Mark Twain (1835-1910) tarafından 1906 yılında yayımlanan İnsan Nedir? adlı eser ilk önce anonim olarak yayımlanmış, yazarın ölümünden sonra onun ismi ile basımları yapılmıştır. Eser, yaşlı adam ve genç adam arasında ikili bir diyalog şeklinde geçmektedir. Yapılan bu felsefi tartışmada konu insandır ve insanın ne olduğuna cevap bulmaya çalışılmıştır. Yaşlı adamın; "insan bir makinedir," tezine genç adam itiraz etmiş ve insanın düşünceli, vicdanlı, kendi iradesi ile hareket eden bir varlık olduğu için makine olamayacağını savunmuştur. Yaşlı adama göre hiçbirimiz kendi irademizle hareket etmeyiz, sadece saygı görmek ve iyi hissetmek için iyilik yaparız...Bu ve bunun gibi birçok fikir var kitapta. Açıkçası kitap bana yeni bir şey katmadı, bakış açısı kazandırmadı. Ben genç adamı savunuyorum. Bence insan makineleşebilir ama makine değildir. Keyifli okumalar dilerim...
İnsan Nedir?
İnsan Nedir?Mark Twain · Koridor Yayınları · 202115,2bin okunma
112 syf.
6/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Erich Scheurmann (1878-1957), hayatının bir bölümünü geçirdiği Samoa'da, kabile reisi Tuaivii ile tanışmış, onun halkına bir mektup şeklinde anlattığı Avrupa ile ilgili tecrübelerini kitaplaştırmıştır. 1920 yılında yayımlanan eser, yazara büyük bir ün kazandırmıştır. Bir Okyanusya ülkesi olan Samoa, Güney Pasifik Okyanusu'nda, Avustralya ve Yeni Zelanda'nın kuzeydoğusunda adalar topluluğudur. Avrupa medeniyetinden uzak, kendi halinde yaşayan kabile dış dünyaya kapalıdır. Ömürleri boyunca kendi topraklarından çıkmayan bu insanlar, Avrupa insanı ile ilgili fikirleri kabile reisinden adeta masalsı bir şekilde dinlerler. Avrupa insanını (papalagi) neredeyse her yönü ile eleştiren kabile reisi Tuaivii; kendi kültür, gelenek ve yaşam tarzlarını onlardan korumaları için halkını uyarır. Uzun zamandır okumak istediğim bir kitap olmasına rağmen beklentimi karşılayamadı. Avrupa kültür gelenek ve yaşayışına bir eleştiri tarzında ama okuyunca iyi tarafları da eleştirmiş. Yani afedersiniz g.tünde yaprakla gezip her şeyi eleştirmek de saçma geldi bana. İnsanı düşünceye sevkeden, özeleştiri yapmasını sağlayan cümleler var elbette ama genel olarak bakıldığında düşünceler yüzeysel kalıyor. Evet, insanlık gelişimle beraber makineleşmiş, vicdansızlaşmış, merhametsizleşmiştir. Dinden ve tanrıdan uzaklaşıp zenginliğin peşinde koşmuştur ama bence burada eleştirilmesi gereken medeniyetten çok kötü insanlardır. İnsan gelişmese de içinde kötülük varsa yine zararlıdır, tıpkı Kabil'in Habil'i öldürmesi gibi... Keyifli okumalar dilerim...
Göğü Delen Adam
Göğü Delen AdamErich Scheurmann · Ayrıntı Yayınları · 202014bin okunma
126 syf.
10/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Alman edebiyatının en önemli temsilcilerinden biri olan Goethe (1749-1832), 1774 yılında dünya edebiyatına Genç Werther'in Acıları adlı eseri kazandırmış. Charlotte adında bir kadına duyduğu karşılıksız aşktan yola çıkarak bu eseri yazan Goethe, bu eseri ile dönemin gençlerini etkilemiş ve bu eserden sonra gençler arasında intihar vakalarında gözle görülür bir artış olmuştur. Napoleon'un bile kitabı sürekli yanında taşıdığı söylenir. Kitabın konusuna gelecek olursak; Werther, bir balo vesilesi ile nişanlı bir genç kız olan Lotte ile tanışılır. İkisi arasında dostluk başlar ama Werther Lotte'ye aşıktır. Albert'le evlenmesine rağmen yine de Werther bir türlü Lotte'den uzaklaşamaz. Aşkı zamanla büyük bir tutkuya dönüşür ve bu tutkuyla kendi kendini tüketir. Yaklaşık 250 yıl önce yazılan bir eserin hala güncelliğini koruması gerçekten takdire şayan. Edebiyatta akılcılığın yerine duygusallığı ön plana çıkaran bu eserde insanın sevgi, aşk uğruna nasıl kendini tüketebildiğini, nasıl da duygularının esiri olabileceğini çarpıcı bir şekilde gözler önüne seriyor. Üç defa okudum bu eseri ve her defasında farklı duygulara kapıldım. Mutlaka okuyun. Keyifli okumalar dilerim...
Genç Werther'in Acıları
Genç Werther'in AcılarıJohann Wolfgang Von Goethe · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2021121,7bin okunma
140 syf.
7/10 puan verdi
·
25 saatte okudu
Zülfü Livaneli(d.1946), Türk edebiyatının hala yaşayan ve üreten en önemli yazarlarından biridir. Özellikle eserlerinde toplumsal konu ve olaylara fazlasıyla yer vermiş ve bu konulara dikkat çekmeye çalışmıştır. 2021 yılında yayımlanan Balıkçı ve Oğlu adlı eserinde ise kaçak göçmen meselesini, Ege kıyılarında rant ve işgali işlemiştir. Balıkçı Mustafa, eşi Mesude ile sakin bir hayat yaşamaktır. Mustafa her gün olduğu gibi bir gün yine balığa çıktığında bir şişme bota bağlı iki aylık bir bebek görmüştür ve ondan sonra Mustafa ile Mesude'nin hayatlarında birtakım değişiklikler olmuş ve çeşitli imtihanlardan geçmişlerdir. Ülkemiz iki kıtayı birbirine bağlayan kara ve denize sahip olduğu için kaçak göçmenler için resmen köprü görevi görmektedir. Özellikle Ege denizinde her yıl Yunanistan'a geçmek isteyen binlerce kaçak göçmen boğularak ya da başka sebeplerden can vermektedir. Ayrıca tüm sahillerimizde rant ve para uğruna doğal yaşam katledilmekte. Livaneli, Balıkçı Mustafa'nın gözünden bu temel konuları okuyucularına sunmuştur. Akıcı bir dille yazılmış güzel bir eser, okumanızı tavsiye ederim. Keyifli okumalar dilerim...
Balıkçı ve Oğlu
Balıkçı ve OğluZülfü Livaneli · İnkılap Kitabevi · 202126,9bin okunma
Reklam
224 syf.
5/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Merhaba arkadaşlar, Kuran-ı Kerim'de geçen Hz. Yusuf'un hikâyesini bilmeyenimiz yoktur muhtemelen. En güzel kıssa olarak bilinen bu hikaye, Yusuf süresinde bizzat Rabbimiz tarafından dile getirilmiştir. Nazan Bekiroğlu da bu hikayeyi kitap haline getirerek okuyucularına sunmuştur. Ama bu kitabı okuduğumda keşke hiç yazmasaymış dedim. Çünkü bilinen bir hikaye ancak bu kadar berbat yazılabilir. Sürekli tekrarlanan aynı cümleler, hikayenin çoğunu atlaması ve anlaşılmayan karmakarışık bir dil... Eğer bu güzel hikayeyi okumak istiyorsanız lütfen başka bir kaynak tercih edin. Peki bu hikayeden ne anlamamız gerekir? Öncelikle herkesin bir yazgısı, kaderi olduğunu ve onu yaşaması gerektiğini... Nasibimizin bir gün bizi bulacağını... Her zorlukla beraber bir kolaylığın da olduğunu... Kuyuya düşsek bile Rabbimize güvenmemiz gerektiğini... Zindanlara düşsek bile bize yine de güzel kapıların açılabileceğini... Bunun gibi bir sürü ders çıkarıyoruz. Keyifli okumalar dilerim...
Yûsuf ile Züleyha
Yûsuf ile ZüleyhaNazan Bekiroğlu · Timaş Yayınları · 202114,9bin okunma
188 syf.
8/10 puan verdi
·
32 saatte okudu
Simyacı romanı 1988 yılında yayınlanmıştır. Brezilyalı yazar Paulo Coelho (1947) tarafından yazılan eser, dünyada en çok okunan eserler listesine girmiştir. Eserin konusuna gelecek olursak; Seyyah olmak isteyen Santiago, babasının rahip ol teklifine karşın en çok seyahati çobanların yaptığına inandığı için çoban olmak istemiştir. Sürüsünü otlatırken dinlendiğinde sık sık aynı rüyayı gören Santiago, rüyasını yaşlı bir adama anlatmış ve yaşlı adam da onun bir yolculuğa çıkması gerektiğini söylemiştir. Santiago'nun çıktığı bu yolculukta başından bir dizi olaylar geçmiştir. Bir nevi Santiago, kişisel menkıbesini yaşamıştır. Bu eseri yaklaşık üç yıl önce okumuş ve hayatımda okuduğum en berbat kitaplardan biri olarak değerlendirmiştim. Ama bu seferki okumamda bana düşündürdükleri, hissettirdikleri çok çok başkaydı. Demekki gerçekten de her kitabın bir zamanı varmış. Neredeyse hepimizin bir konfor alanı var ve o alanımızdan çıkmaya cesaret edemeyiz. Aslında çıkarsak yeni ufuklara, yeni tecrübelere atılma şansımız çok fazla ama ne yazıkki tercih etmiyoruz. Santiago ise koyunlarıyla mutlu olmasına rağmen, merak duygusuna yenik düşüp rüyasının peşinden gitti ve kendi hazinesini buldu. Akıcı ve güzel olan bu kitabı okuyun okutturun. Keyifli okumalar dilerim...
Simyacı
SimyacıPaulo Coelho · Can Yayınları · 2023208bin okunma
200 syf.
10/10 puan verdi
·
3 günde okudu
1982 Şermin Yaşar, son zamanlarda hikayeleri ile içimizi ısıtan yeni nesil yazarlardan biridir. 2023 yılında yayımlanan Söyleme Bilmesinler adlı kitapla okurlara çok güzel bir roman sunmuş oldu. Söyleme Bilmesinler; bir ailedeki anne babayı, üç erkek evladı ve üç gelini konu alır. Yazar, sırasıyla tüm karakterlere söz hakkı verir ve her bir birey kendi bakış açısından hem kendi hayatını hem de ailenin yaşantısını dile getirir. Kitabı bitirdiğimizde aslında bize en yakın olan insanlarla bile aramızda nasıl bir sır duvarı olduğunu görmekteyiz. Bazen en yakınımızdaki insanla bile aramızda o kadar büyük mesafeler var ki, bedenlerimiz kucak kucağa olsa bile zihnimiz apayrı yerlerdedir. Ve bu hayatta bize göre çoğu zaman en büyük sıkıntıyı biz çekmişizdir, tüm yük bizim omuzlarımızdadır. Bu eseri okuduktan sonra yargılamadan önce dinlemeyi öğrenmiş olacaksınız. Çünkü gerçek bazen hiç de bizim zannettiğimiz gibi olmuyor. Keyifli okumalar dilerim.
Söyleme Bilmesinler
Söyleme BilmesinlerŞermin Yaşar · Doğan Kitap · 20235,1bin okunma
744 syf.
5/10 puan verdi
·
17 günde okudu
Vedat Türkali, 1919-2016 yılları arasında yaşamış Türk yazar ve senaristtir. 1951 yılında siyasi düşünceleri yüzünden aldığı ceza ile yedi yıl hapse mahkum edilmiştir. İleriki dönemlerde Tkp üyelerinden biri olmuştur. Yazarın 1975 yılında yayınladığı Bir Gün Tek Başına adlı romanı; 1960 darbesinin hemen öncesindeki yaşamı gözler önüne seriyor. Kitabın başkarakteri Kenan, 1940 yıllarda komünistliği savunmuş ama tartaklandıktan sonra kenara çekilmiş ve ailesiyle sessiz sedasız bir hayat sürmektedir. Eşi ve çocuğuyla mutlu görünen, kitapçılık işiyle uğraşan Kenan içten içe sıkıntılı ve huzursuzdur. Bir gece meyhanede tanıştığı Günsel adlı devrimci bir felsefe öğrencisi ile yasak aşk yaşamaya başlayınca eski heyecan ve tutkuları da geri gelmiştir. 1960 darbesinin gölgesinde Kenan'ın aile yaşantısı, dostları ile ilişkisi ve yasak aşkını okuyoruz bu eserde. Aslında kitapla alakalı söylenecek pek bir şey yok. Dışından mutlu görünen ama içinden yanan Kenan'ın uçkurusu, namussuzluğu, ahlaksızlığı anlatılıyor kitapta. Tatilde sadece bu kitabı almıştım yanıma, o yüzden okudum yoksa kesinlikle yarım bırakırdım. Çevremizde de Kenan ve Günsel gibi namussuz çokça insan vardır ve nedense en çok böyle insanlar namustan, ahlaktan dem vururlar. Bu kitabı okumayın okutturmayın. Boşa zaman kaybı. Herkese keyifli okumalar diliyorum...
Bir Gün Tek Başına
Bir Gün Tek BaşınaVedat Türkali · Everest Yayınları · 20145,2bin okunma
184 syf.
8/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Ahmed Arif(1927-1991), Türk edebiyatında en çok tanınan şairlerden biridir. Özellikle 1948-1960 yılları arasında yazdığı toplumcu-gerçekçi akımına uygun şiirleri ile tanındı. Otuzüç Kurşun adlı şiiri yüzünden tutuklanıp mahkum edildi. Sosyali-devrimci gençler arasında şiirleri hızla yayıldı. Hayatta iken, 1968 yılında yayınladığı Hasretinden Prangalar Eskittim adlı ilk ve tek şiiri kitabı ile ünlendi. Sonraki yıllarında genelde köşe yazarlığı ve gazetecilik ile ilgilendi. Platonik aşkı Leyla Erbil'e yazdığı ve daha sonra Leylim Leylim adıyla yayımlanan mektupları da meşhurdur. Hasretinden Prangalar Eskittim, Anadolu'yu, işçiyi, emekçiyi, aşkı, sevgiyi konu alan bir şiir kitabıdır. Bu yüzden de bu kesim arasında ünlenmiştir. Eseri okuduğumda birçok şiirin güncelliğini yitirdiğini görsem de, bazı şiirlerinde öyle vurucu cümleler bulunuyor ki... Okuyun okutturun. Keyifli okumalar dilerim...
Hasretinden Prangalar Eskittim
Hasretinden Prangalar EskittimAhmed Arif · Metis Yayınları · 201740,1bin okunma
115 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.