Mehmet

Mehmet
@kitapseverizmir
"Yıllar boyunca devleti temsil ettiğimi sandım" diyordu. "Sonra kendi kendime devletin beni temsil edip edemeyeceği­ni sordum. Bir de baktım ki onlar beni temsil edecek dürüst­lükte ve düzeyde değil. Bunun üzerine dünyadan elimi ete­ğimi çekmeye ve buraya gelip anılarımı yazmaya karar ver­dim." ''Yazdınız mı peki?" "Hayır. Çünkü anladım ki bu ülkedeki sorun, bilgi ya da anlayış eksikliğinden kaynaklanmıyor. Öğretebileceğiniz hiç­ bir şey yok. Her şeyi sizden benden iyi biliyorlar ama kötü niyetliler. Bildiklerini okuyorlar. Bu ülkede karar sistemini elinde bulunduranlara hiçbir şey yapamazsınız. Çünkü halk salak ve saf. Halkın salak olduğu bir ülkedeki demokrasi de diktatörlük ve seçimle gelen krallar demektir. Bu yüzden ar­tık ülkeyle bütün bağlarımı kestim. Kimin başbakan oldu­ğunu bile bilmiyorum. Bugünkü serçe yavrusu başbakandan daha önemli."
Sayfa 343 - Doğan KitapKitabı okudu
Reklam
"Yıllar boyunca devleti temsil ettiğimi sandım" diyordu. "Sonra kendi kendime devletin beni temsil edip edemeyeceği­ni sordum. Bir de baktım ki onlar beni temsil edecek dürüst­lükte ve düzeyde değil. Bunun üzerine dünyadan elimi ete­ğimi çekmeye ve buraya gelip anılarımı yazmaya karar ver­dim."
Sayfa 343 - Doğan KitapKitabı okudu
"Bütün Akdeniz'de na­mus kavramı, kadınların bacaklarının arasındaydı" ve bu tür cinayetler hala bağışlanabilir bir suç olarak görülüyordu.
Sayfa 330 - Doğan KitapKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Anadolu kasabaların­da, kentlerinde yıllarca yargıçlık yapmış olan Kürşat Bey'e, meslek hayatı boyunca en çok hangi tip davalarla karşılaş­mış olduğunu sormuştu. Yargıcın cinayet ya da hırsızlık de­mesini bekliyordu ama aldığı cevap onu şaşırtmıştı. Kürşat Bey, "Aslında mahkemeye gelen davalar farklıdır ama" diyor­du, "Anadolu'da aile içi taciz çok yaygındır; kızlar utanıp sı­kıldıkları için bunlardan ancak binde biri mahkemeye inti­kal eder. Oğlan evlenir, askere gider, kayınpederi gelinin ba­şına çöker. Amcalar, enişteler, dayılar genç kızların ırzına ge­çer. Ne yazık ki bunlar çok yaygın. Fatura da hep genç kızla­ra ödetilir. Ya intihara zorlanırlar ya da öldürülürler."
Sayfa 320 - Doğan KitapKitabı okudu
Bu okumuş yazmış zengin adamın kendisine gösterdi­ği saygı ve hareketlerindeki çıtkırıldım kibarlık içini titreti­yor, onun kendisini çok farklı hissetmesine yol açıyordu. Öm­ründe ilk kez kendisine değer veriliyor; zeki ve güzel olduğu söyleniyordu...
Sayfa 316 - Doğan KitapKitabı okudu
Reklam
"İnsanoğlu, çevresindeki koşullara uyum göstererek hayat­ta kalma becerisine sahip bir bukalemundu..."
Sayfa 312 - Doğan KitapKitabı okudu
İşler yolunda giderken yolcular görkemli salonlarda eğleniyor, kapılardan geçerken birbirine yol veriyor, erkekler kadınların önünde ayağa kalkıyor, hepsi piyano müziği eşli­ğinde kristal kadehlerde şampanya tokuşturuyorlardı ama o transatlantiğin batması halinde aynı insanlar denizde çırpı­nıyor ve hayat kurtaracak bir tahta parçasına tutunmak uğ­runa birbirlerini boğmaya çalışıyorlardı.
Sayfa 311 - Doğan KitapKitabı okudu
Bibisi ve teyzesi hep, "Kul bunalmayınca Hızır yetişmez!" de­mez miydi? İşte kendisi de çok bunalmış ve en umutsuz anın­da Hızır'ın şefkatli ve merhametli eline sığınmıştı...
Sayfa 310 - Doğan KitapKitabı okudu
Yaşamak istiyordu. Eti yaşamak isteğiyle yanıyordu. On yedi yaşının olanca hasre­tiyle bir bedene sarılmak ihtiyacı elini ayağını titretiyordu. O kokular, sahildeki delikanlılar, dondurma yalayan yarıçıplak kızlar, delikanlıların ince yanık bedenleri, gülüşleri, bembe­yaz düzgün dişleri, kulaklarındaki küpeleri, çapkın yüzleri­ne dökülen kakülleri Meryem'in aklından hiç çıkmıyordu. Bu teknede ve adada da "o dünya"ya ait bir şeyler vardı. Kendi­sininkinden çok farklı, rahat, özgür, yaşam dolu, eğlenceli bir şeyler...
Sayfa 300 - Doğan KitapKitabı okudu
"İnsan insanın zehrini alır oğlum."
Sayfa 299 - Doğan KitapKitabı okudu
Reklam
Medeniyetin ilk şartı adalettir. Sigmund Freud
Adalet gücü bağımsız olmayan bir milletin, devlet halinde varlığı kabul olunmaz. Mustafa Kemal Atatürk
Adalet, halkın gıdasıdır. İnsan ona daima muhtaçtır. François-René de Chateaubriand
İyi olmak kolaydır, zor olan adil olmaktır. Victor Hugo
Bir saat adaletle hükmetmek, bir sene ibadet etmekten daha hayırlıdır. Hz. Muhammed (sav)
10,1bin öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.