Merhaba
Bugün sizlere Tamer Gürbüz-Yitik Yaz kitabının yorumuyla geldim
Karakterimiz bir yazar bütün herşeyden kaçarak bir sahil kasabasına kitabını yazmak için yerleşir. Yeni hayat, yeni mekanlar her zaman yeni insanlarla tanışmaya gebedir malum. Bir süre sonra karakterimizi alev alev yakan Alev ile tanışır ve bu tanışma karakterimizi kendini sorgulamaya itiyor. Bu zamana kadar kendi duygularının etrafına kalın duvarlar örerek herkesten kaçmış ama Alev’e yakalanmıştır....
Devamı kitapta
Kitap heyecanlandırdı, düşündürdü, tempolu cümleleriyle daha ilk baştan kitaba bağlanıyor ve sürükleyiciliğine kapılıyorsunuz. Yazarın dilini çok sevdim karman çorman betimlemelere boğulmuş kitaplar malesef bende heyecanını kaybediyor. Bu kitap öyle değildi.
Bir kaç alıntı bırakıp kaçıyorum tavsiyemdir efendim
Alın yazısı denilen şey, kader defterinde duruyor olsa da bana ne getireceğini bilmediğimden bir köşede oturup beklemek yerine harekete geçmenin gerekliliğine inanırdım; lakin sevmek abartılı bir eylemdir. Duygular coşar kabarır ve nihayetinde taşar.
”Neden bazı şeyler çabucak ve kolayca gerçekleşmiyor?”
“Çünkü gerçekleşmesini istediğimiz her acil iş, bir zaman ister.”