Ne kadar uyuduğunu ve ne kadar çok uyumak istediğini fark etti. Eskiden, uykudan nefret ederdi, uyku onun hayatının kıymetli saatlerini çalıyordu o zamanlar. Günde dört saat uyumak, hayatından kıymetli dört saatin eksilmesi demekti onun için. uykuya nasıl da kinlenmişti! Şimdi ise hayata kini vardı. Hayat iyi değildi; hayatın damağında bıraktığı tat acıydı, işte onu dehşete düşüren de buydu.