Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Bu adamlardan neden bu kadar nefret ettiğim size çok anlamlı gelmeyebilir. Dedi bir baba bir kızının ölümünden suçlu olmaları yeterlidir. Bu yüzden kendi hayatları ceza olarak kaybettiler, suçlarını üzerinde epey bir zaman geçtiği için onlara karşı bir mahkemeden hüküm çıkarmazdim. Ama suçlarını biliyordum, aynı anda hem yargıç, hem jüri hemde cezalandırıcı olmaya karar verdim. Eğer içiniz de biraz insanlık varsa benim yerimde olsaydınız sizde aynısını yapardınız.
Müfettiş ve iki dedektif hikayeyi anlatmasinın uygunluğunu aceleyle tartıştı. Doktor ani bir tehlikenin olduğunu düşünüyormusunuz? Dedi beri. Kesinlikle var diye cevapladim. Bu durumda adaleti sağlamak için ifadesini almak apaçık görevimiz dedi. Müfettiş sizi yine uyarlamaliyim ki ksyit altında alınacak hikayeninizi anlatmakta özgürsünüz bayım ...
Reklam
Eğer emniyet müdürlüğünde boşalan bir yer varsa sen tam oda oraya göre bir adamsın dedi. Davamı cok dikkatli sürdürdün. Homes iki dedektifte dönerek benimle gelseniz iyi olur dedi.
Doktor john watson'ın hatıralarının devamı
Tutsagimizin öfkeli direnişi bize karşı hiçbir saldırganlık göstermemişti çünkü o güçsüz bir şekilde bulunduğumuzda , rahat bir tavırda gülümsedi ve bu boğuşmada hiç birbirimize zarar vermek istediğini söyledi. Sanırım beni karakola götürüyorsunuz dedi. Sherlock homes 'a faytonum kapıda eğer bacaklarını çözerseniz oraya yürüyebilirim . Eskiden olduğu gibi taşınacak kadar zayif değilim.
Artık öğrendiğime göre unutmak için elimden geleni yapmalıyım
Sayfa 23 - Ren yayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Bütün kanıtlara sahip olmadan tahminde bulunmak yapılan büyük bir hatadır.
Ren YayınlarıKitabı okudu
İntikam yine engellenmişti ve derinlesmis nefreti takibe devam etmesini tetikledi. Ne var ki para gerekliydi ve yaklaşan seyahati için her doları biriktirerek bir süre işe dönmek zorunda kaldı. Sonunda hayatını gecindirecek kadar parayı toplayıp Avrupa'ya gitti, tüm dirayetiyle şehir şehir düşmanlarını aradı ama firarilerini ele geçiremedi. St. Petersburg'a geldiğinde onlar paris'e hareket etmişlerdi, oraya vardığında ise kopenhag'a gittiklerini öğrendi. Danimarkani'nin başkentine ulaştığında yine birkaç gün gecikmisti. Çünkü londra'ya seyahat etmislerdi. Orada onlara ulasacakti. Neler olduğunu doktor Watson 'ın günlüğünden Alıntı yaparak öğrenmeye devam edebiliriz..
Niyeti en fazla bir yıl orada kalmakti. Ama bazı öngörülemeyen durumlar neredeyse beş sene kadar mademleri terkedememesine neden oldu.
Evet oldu dedi yerinden kalkan jefferson hope yüzü mermerden yontulmus gibi katı ifadesi donuktu gözleri nefretle parlıyordu.
Reklam
Ben jefferson hope 'um dedi beni hatirladin mı? Mormon ona saklayamadigi bir şaşkınlık içerisinde baktı. Aslında bu yırtık pırtïk, saçı başı dağılmış, kızgın, vahşi gözlü, yüzü beyazlamış haldeki birinin eski bir avcı olduğunu hatırlatmak zordu. Ama sonunda kendisini tanitinca adamın şaşkınlığı dehşete dönüştü..
John ferrier salt lake city'li ölüm tarihi 4 ağustos 1860
Kısa zaman önce bıraktığı azimli yaşlı adam ve geride mezar yazıtı kalmıştı. Jefferson hope ikinci bir mezarın olup olmadığını görmek için etrafına çılgınca baktı ama hiçbir işaret yoktu. Leucy, yaşlıların oğlunun haremi olmak için korkunç takipçileri tarafından kaderini tamamlamak üzere görülmüştü. Genç adam kızın talihinin keskinligini ve onu engellemek için yeterli olmayan güçsüzlugunu fark edince yaşlı çiftçiyle birlikte bu sessiz mezarda yatmak istedi. Mücadeleci ruhu çaresizliğin yarattığı ataleti yine savurdu.
Kampın diğer tarafında daha önce orada bulunmayan kızıl renkte bir toprak vardı. Yeni kazilmis bir mezardan başka bir şey olamazdı. Bu genç avcı yaklaştıkça üzerine bir tahta takılmış olduğunu gördü tahtaya da bir kağıt tutturulmustu. Kagittaki not kısa ama netti.
İntikam melekleri
Bütün geceleri karmaşık geçitler ve düzensiz taş parçalarının arasında geçti. Yollarını defalarca kaybettiler ama hope'un dağlar hakkındaki detaylı bilgisi bir kez daha Yollarını bulmalarını sağladı. Sabah olduğunda yabani ama bir o kadar muazzam bir güzellik önlerinde seyriliydi. ufka bakan büyük karla kaplı tepeler her tarafran etrafını sanıyordu. İki yandaki yamaçlar o kadar dikti ki karaçamlar kafakarinin üzerinde ve uzerlerinde düşmeleri için sadece ani bir rüzgar gerekiyor gibi duruyorlardı. Korku bir yanilmasaydi. Çünkü bu çorak vadi, aynı şekilde döşenmiş olan ağaçlarla ve kayaliklarla sık bir şekilde kaplanmışlardı. Gectiklerinde yorgun atları dörtnala koşturan ve sakin geçitlerdeki yankilamalari uyandıran büyük bir gürültüyle kocaman bir kaya aşağıya doğru savruldu.
Eyerine asılı duran tufegine elini atarak nevada'ya giden yolcular dedi. Jefferson hope. Yalnız gözcüyü, silahını tutarken ve cevaplarından çok memnun olmayan bir halde onları gozetlerken gördüler. Kimin izniyle diye sordu? Kutsal dörtlü'nün diye cevap verdi. Ferrier mormon deneyimi ona en yükseği söylemesi gerektiğini öğretmişti. Yediden dokuza diye bağırdı nöbetçi.. Beşten yediye diye karşılık verdi. Jefferson hope bahçede duyduğu işareti hatırlayarak..
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.