Demek ki, tarih aynı biçimde yeniden başlayacak. Insanlar çoğalacak sonra birbirleriyle kavgaya tutuşacak, hiçbir şey buna engel olmayacak. Barutu icat ettiklerinde binlerce milyonlarca insan birbirlerini öldürecek. Ve işte böylece kan ve ateş içinde yeni bir uygarlık oluşacak. ...
Aynı gün Chicago'dan sonra dünyanın en kalabalık şehri olan Londra'da da aynı haber duyuldu. Orada da 2 haftadır salgınla mücadele ediliyor fakat hastalıkla ilgili haberler sansürleniyormuş, yani salgının Londra'da da görüldüğünü dünyanın geri kalanından gizliyorlarmış.
Birinci Dünya Savaşı 1914-18 yılları arasında dört yıllık süreçte yirmi beş milyon insanın ölümüne yol açtı. Ardından baş gösteren grip salgını aynı sayıda insanı dört ayda öldürdü. Bu, medeniyetin doğuşundan beri insan türünü kasıp kavuran bir dizi felaketin yalnızca son halkasıydı. İsa'dan sonra 165 yılında kızamık, 251 yılında çiçek hastalığı, 1348 yılında hıyarcıklı veba, 1492 yılında frengi, 1800 yılında ise verem, Avrupa'yı kırdı geçirdi. Bunlar yalnızca salgın hastalıklardır. Belirli bir yere veya gruba özgü, yaygın hastalıklar da çok sayıda insanı aldı götürdü. Tıpkı bitkilerin, sürekli böceklerin hışmına uğraması gibi, her hayvan da karınca sürüsü gibi kaynayan ve fırsat kollayan aç bakteri kitlelerini barındırır. Pek gurur duyduğumuz "vücudumuzda" insan hücrelerinde insan hücrelerinden çok bakteri hücreleri olabilir. Siz bu satırları okurken vücudunuzun içinde ve üstünde dünyadaki insan sayısından fazla bakteri mevcut olabilir.
1966 yılından itibaren Avrupa'dan, ABD'ye ve Japonya'ya dek yayılan öğrenci hareketleriyle birlikte sanayileşmiş ülkelerde devrimci şiddet yeniden gündeme gelir. 68 Mayıs patlaması gerilla mücadelelerinin ortaya çıkması izler. Böylece gelişmiş kapitalist ülkelerde görünürdeki toplumsal barışın ne kadar kırılgan olduğu bir kez daha anlaşılır. RAF
"
Ve bütün olan bitenden sonra ne değişti ki ? Herkes öldü neticede , iyisi ve kötüsü, güçlüsü ve zayıfı, yaşamayı seveni ve yaşamak dan nefret edeni . Hepsi öldü , herşey sona erdi.
"