İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi mezunu olan Bozoklar, gençlik yıllarında Türkiye İşçi Partisi üyesi oldu. Çeşitli politik dergilerde "Işık Kutlu" takma adıyla köşe yazıları yazdı. Yazıları nedeniyle 300'den fazla davada yargılandı. 1973 yılında bir silahlı saldırıda vurularak yaşamını felçli bir halde tekerlekli sandalyede engelli olarak sürdürmeye başladı. İki yıl tutuklu kaldı. 21 yıl kalemini elinden bırakmayan ve siyasi konuların yanı sıra, kadın sorunlarına da değinen yazar, slogan haline gelen "Yaşamak direnmektir" sözlerini ilk kez kullanan sanatçı olarak bilinir.
Mezarı Ankara Karşıyaka Mezarlığı'ndadır.
Eller kirlendi mi, yürek de kirleniyor. Toplum kirlendiğinde sevgi de payına düşeni alıyor. Böyle bir toplumda sevgi adına; "Neremi neremi" diye soruyor şarkılar. Çünkü aşklar da vücutlar da parsellenip tedavüle çıkarılıyor.
İçli bir ezgi tadında yaşamak istiyorum.
-her söylenişte güzelleşen-
Şarap tadında sevilmek
-en iyi bağ bozumlarının ürünü-
ve sevmek şiircesine
Yepyeni bir dünya için
değişmek ve değiştirmek hiç durmadan
ve usulca ölmek sonra
Daha sonra demek, hiçbir zaman demektir. Kadının toplumsal ve ekonomik bağımlılığı bir kez başladıktan sonra ailenin kutsallığı kadının geriliği ve zayıflığı yüzyıllar boyu temel bir dünya görüşü haline gelmiş, bunun üstüne bedeni ve ahlaki ruhi bir baskı sistemi inşa edilmiştir. Tarihle, felsefe ile, toplumbilim ve biyoloji ile desteklenen ıdeolojik olarak durmadan yeniden üretilen bir sistemdir bu.
Ancak kadınlar artık tarihlerine sahip çıkmaktadır. Her alanda var olduklarını var olacaklarını fiili olarak ortaya koymaktadırlar.
Kadınlar köleleştirilecek ve saldırılabilecek, leke sürülebilecek, erkeklerin korumasına muhtaç bir mülk olarak görüldüklerinden baskı altında tutulmak isteten bir halkı; ötekini, düşmanı aşağılatmanın küçük düşürmenin ve KADINSILAŞTIRMANIN bir aracı hâline gelir. Kadınlara yönelik şiddetin emperyalist saldırganlar militarist güçler tarafından nasıl azdırıldığını anlamak için araştırmacı olmaya gerek yoktur. Çünkü öteki olmanın bedeli daima kadınlar tarafından ödenmektedir.
Engels der ki : Toplumsal ilerleme ve çağ değişimleri, kadınların özgürlükleri ile orantılıdır. Toplum alanında gerileme ise kadınların özgürlüğünün azalması veya gerilemesi ile gelir. Kadın imtiyazlarının genişlemesi tüm toplumsal ilerlemenin temel ilkesidir.