Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Derin bir kanyondan geçiyorum. Kızılderililer oklarının ucuna zehir sürüyorlar. Aylardır sadece kaktüs yiyorum."
...ben Afrikalı değilim. Ama atalarım Afrika'da mutlu bir yaşam sürüyorlarmış. Kristof Kolomb denizyolundan Hindistan'a ulaşmak isteyip Amerika'yı keşfettiğinde, Kızılderililer ona, renkli pamuklu bezlerini göstermişler. Ondan sonra beyaz fatihler açgözlülükle pamuğa saldırmışlar. Ama pamuğu kendileri yetiştirmek çok güç gelmiş onlara. O zaman bizi zorla Afrika'dan alıp götürmüşler, onlara pamuk yetiştirelim ve toplayalım diye...
Sayfa 149Kitabı okudu
Reklam
İsrail devletinin ırkçılığına karşı direnen yiğit Profesör Israel Şahak, Avukat Felicia Langer, Milletvekili Şulamit ve diğer birkaç kişinin tehditlere ve baskılara rağmen gerçek bir kahramanlık göstererek bilip gördüklerini yayınlamaları doğruysa da, asla unutulmamalıdır ki bu hürriyet ancak belli bir ölçüye ve belli bir sınıra kadar tanınan bir hürriyettir. Söz konusu o "İsrail demokrasisi", sırf "beyaz adam"ın hükümran olduğu bütün sömürgeci ülkelerde olduğu gibi, özü itibariyle temelde tam bir ayrımcılık yapar. O garip "İsrail demokrasisini", "Bağımsızlık Bildirisi" içinde bütün insanların eşit olduğunu ilan eden, fakat yine de (utangaçça "özel kurum" adını verdiği) Siyahların köleliğini ve topraklarını ellerinden almak için soykırıma tâbi tuttuğu ve durmadan kovduğu Kızılderililer avını bir yüzyıl daha devam ettiren "Amerikan demokrasisi" ile kıyaslayabilirsiniz. İsrail bir demokrasidir, fakat İsrail'in "temel kanunlarının" utangaçça "Yahudi olmayan nüfus" diye adlandırdığı, yani Müslüman veya Hıristiyan Filistinlilerin oluşturduğu kendi "Zencileri" ve kendi "Kızılderilileri" bu demokrasinin dışındadır.
Sayfa 123Kitabı okudu
Üç ayrı nedenle kızıyorum Amerika'ya Kızılderililer için Siyahderililer için Ve diğerleri için
Irkçı
"Benim 'zavallı Kızılderililer'in böcek sokmalarını iyileştirmekten başka işim yok mu? Ben doktorum, veteriner değil." "Peki Patron."
Barbarlık Orta Aşaması
Doğuda evcil hayvanların yetiştirilmesi, Batıda sulama aracıyla yenecek bitkilerin ekimi ve yapılarda kerpiç ve taş kullanılmasıyla başlar. Batıdan başlıyoruz,; çünkü Avrupalıların fethine kadar, bu aşama hiçbir yerde aşılmamıştı. Barbarlığın aşağı aşamasında bulunan Amerika yerlileri arasında (Missisipi'nin doğusunda bulunan bütün kızılderililer bunlar içindeydi), daha ilk bulgulandıkları zamanlarda, ufak ölçüde bir mısır ekimi ve belki de kabak, kavun ve öbür bahçe bitkileri yetiştiriciliği yapılmaktaydı, besin maddelerinin en büyük kısmı böyle sağlanıyordu. Bu yerliler, kazık bölmelerle çevrili köyler içinde, tahtadan evlerde barınıyorlardı. Kuzey-Batıdaki ve özellikle Kolombiya vadisindeki aşiretler, henüz yabanıl dönemin yukar aşamasında bulunuyorlar ve ne çömlekçiliği, ne de herhangi bir bitki ekimi biliyorlardı. Buna karşılık, Yeni-Meksika'nın Pueblos'lu denilen yerlileri, Meksikalılar, Orta Amerika halklar ve Perulular, Amerikanın fethi çağında barbarlığın orta aşamasında bulunuyorlardı. Bunlar, kerpiç ya da taştan yapılma kale gibi yerlerde barınıyor, kanallarla sulanan bahçelerde, durum ve iklime göre değişen ve başlıca beslenme kaynağını sağlayan mısır ve başka besi bitkileri ekiyorlar; hatta bazı hayvanlar da evcilleştirmiş bulunuyorlardı, örneğin, Meksikalılar, hindi ve öbür kümes hayvanlarını; Perulular, lamayı evcilleştirmişlerdi. Ayrıca, madenleri kullanmayı da öğrenmişlerdi; ama demir işlemesini bilmiyorlar ve bu yüzden, taştan yapılmış silah ve aletlerden hiçbir zaman vazgeçemiyorlardı. Sonra da, İspanyolların fethi gelecekteki bütün bağımsız gelişmeleri yoketti.
Sayfa 29
Reklam
Yaşam hakkı, insana bir bütün olarak sadece İslam tarafından verilmiştir. İnsan haklarına ilişkin birçok ülkedeki bildiri veya anayasaları incelediğinizde bu hakların sadece o ülkenin vatandaşlarına veya beyaz ırka verildiğini açık bir şekilde göreceksiniz. Örneğin Avustralya'da insanların arkalarına hayvanlar gibi düşülmüştür (hunt down) ve topraklar beyaz adam için Aborjin'lerden temizlenmiştir. Benzer şekilde, Amerika'nın yerli nüfusu sistematik bir şekilde yok edilmiş ve bir şekilde bu soykırımdan sağ kurtulan Kızılderililer, ayrılmış arazilerine hapsedilmişlerdir. Aynı zamanda Afrika'da insanlar, vahşi hayvanlar gibi ele geçirilmişlerdir. Bu taraflı insan hakları konseptine karşılık İslam, bu hakları tüm insanlar için tanımaktadır.
Türkler, Türklüğünü islam sayesinde muhafaza etmiştir. Bulgarlar, Finliler hatta Kızılderililer Türk'tür. Ancak bugün Türklüklerinden bahsedilmemektedir. Kumanlar, İskitler,Traklar,Hunlar,bir kısım Tatarlar, Rus ya da Rum olarak görülen Ortodoks Türklerdir. Bu dönemde Türkiye'de, dış güçler ve içteki uzantıları yoğun psikolojik ve kültürel savaş ile İslam'ı Türk kimliğinden soyutlama mücadelesi vermektedir.
Biz asimile olmayacağız, Amerika’daki Kızılderililer de asimile olmak istemiyor, Kızılderili kalmak istiyor.Biz olduğumuz halimizle kalmak istiyoruz ve bunu gururla söyleyebiliyoruz.
Sayfa 125Kitabı okudu
Zamanın durdurulamayan akışından, sürekli “bu an” ın geçmiş oluşundan duyduğum o iç sızısını anlatıyorum. Sanki büyük bir ırmak boyunca gidiyorum; hiçbir yerde durmama ve kıyıya çıkmama, hiçbir şeye ikinci kez bakmama izin yok(“Bir kurt bile, sıkıştırıldığında, kaçmadan önce durur, bir daha göremeyeceği düşmanına ikinci kez bakar,” der Kızılderililer) Görebildiğim kadarını görmek ve hemen unutmak zorundayım.
Sayfa 98 - Kültür Yayınları
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.