1492'de Amerika Kıtası, yeryüzünün gördüğü en trajik alışverişlerinden birine sahne oldu.Yerliler altın, yiyecek ve toprak verdiler, karşılığında salgın hastalık, yağma ve ölümle ödüllendirildiler.
Tanrı, hristiyan adını taşıyanların Amerika'da işledikleri böylesine korkunç, böylesine iğrenç baskıların intikamını aldığında kıyamet günü daha kolay anlaşılacak.
Yerliler önce onların gökten indiğini sandılar. Ta ki hristiyanlar onlara ve komşularına, binbir çeşit kötülük, hırsızlık, şiddet ve eziyet uygulayana kadar.
Kim kazandı?
Hepsinden hızlı koşan mı? Çıtayı düşürmeden sıçrayan mı? Kelebek gibi kaçıp arı gibi sokan mı?
Kim kazandı?
Sabahlara kadar sınavlara çalışan mı Yürüyenin elinden çantayı kapıp kaçan mı? Güzellik yarışmasında "Kraliçe" olan mı?
Kim kazandı?
Yüzlerce kiloyu kaldıran mı? Yüzlerce kişiyi güldüren mi? İlk defa yüzerek
Jean Vischa (Jean Zischa) ölümünden sonra derisinin yüzülmesini ve savaşta düşmanlarına karşı kullanılmak üzere derisinden bir davul yapılmasını istedi: Bunun savaşlarda düşmana karşı sağladığı üstünlüğün devam etmesine yardımcı olacağını umuyordu. Bazı Kızılderililer, sağlığındaki iyi talihine güvenerek İspanyollar'a karşı savaşlara komutanlarından birinin kemiklerini götürüyorlardı. Aynı dünyanın başka halkları da, kendilerine iyi talih ve cesaret getirmesi için savaşta ölmüş olan yiğit adamların cesetlerini yanlarında getiriyorlardı.