KÖMEN
Analım Tunga Er efsanesini; Duyalım geçmişin erkek sesini. Bürüyüp Tanrıdağ’ın çevresini Yine Gök Türk olalım, El kuralım. Ötüken-Yış durak olsun da bize Yürüsün ordular ordan denize. Çinli baş vermezse, gelmezse dize Kağanın buyruğu vardır: Vuralım. Anlatılmaz, yüce bir erdem olan Bu akınlarda bulunmaz yorulan. Günü geldikçe de bizden
VE ÇOCUĞUN UYANIŞI  BÖYLE BAŞLADI
Gül kokuları çocukların kaburga kırıklarından geliyor  Acıyı ve insanlığı çocuklar  Böyle dayanılmaz kıldılar ve yeni suları  Onların bilgileri getirdi  Elleri önlerine bağlı - duruşları  Omuzlarından göğüslerine doğru kıvrık ve yumulu  Yaşarlar ebedi göz ve ölümsüzlük aşısı yapan kitabı  Ki şimendifer  Nasıl peşinden koşturursa katarları yolcu
Reklam
Ne geçti eline kendini böyle hırpalamaktan, Tükenmekten, acı çektirmekten kendine , Etlerini üzüp, sızlatıp Uzak ölümünü yaklaştırmaktan ? Ne seçkin kızlar , ne seçkin delikanlılar Götürüldü, bir düşün, ölümün eliyle, Ölüm ki hiç kimse görmemiştir onu, Ölüm ki yüzünü görmemiştir hiç kimse daha, Sesini duymamıştır hiç kimse ; İnsanları kırıp geçiren acımaz ölüm ! Evler kurmuyor muyuz her zaman, Anlaşmalar yapmıyor muyuz her zaman, Mal bölüşmüyor muyuz her zaman, Düşmanlık mı yok ülkede her zaman, Deniz kabarmıyor mu her zaman, dalga götürmüyor mu her şeyi ? Güneşi gören gözler Yok oluveriyor günün birinde ! Uyuyanla ölü aynı şeydir ; Ölümün resmini çizen çıkmamıştır.. ```
Sayfa 104 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
bağır çağır bir şiir
I bu elimi senin için komşunun bahçesinden gül çalarken kestim dalından düşmüş bir eriğe bastım bir serçeyi ürküttüm birazdan ölecek bir hayvan gibi öksüren eski çeşmeden avuç avuç su içtim
İnsan soyu kırılmalı hep sazlıktaki bir kamış gibi! Ne seçkin kızlar, ne seçkin delikanlılar götürüldü, bir düşün, ölümün eliyle, ölüm ki hiç kimse görmemistir onu, ölüm ki yüzünü görememiştir hiç kimse daha sesini duymamıştır hiç kimse; İnsanları kırıp geçiren acımasız ölüm!
Sayfa 104Kitabı okudu
Yolculuk
I O zamanlar gökyüzü biçilmiş buğday kokardı Çiğnenmiş üzüm, mısır püskülü, bostan yaprağı Toprak kokardı insan emeğiyle yoğrulmuş. Rüzgâr serin sesli konuğuydu evlerin Bulutlardan ağaçlardan saçlardan süzülen Bir dirim duygusuyla doldururdu odaları Yağmur ikinci adıydı akşamların Günün yorgunluğu üzerine dökülen Bir düş inceliğinde
Sayfa 115 - 1985/86Kitabı okudu
Reklam
81 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.