Suyun susamış bir çift dudağı aradığı gibi, söz de acısını dindireceği bir yara arıyor. Çünkü yaralarımız kadar varız, yaralarımız bizi sahici kılıyor, insanın tümden uyuştuğu ve fıtrata yabancılaştığı "anestezi çağı"nda ruhumuzun sızladığı kadar varız.
Şüphesiz mü'min, Allah'a isyan ettiği zaman, ameli her ne kadar taat ve rıza yönüyle şeytana muvafık olsa da, işlediği bu masiyet ile şeytana itaat eden, onun rızasını isteyen ve ona yönelen kimse olmaz. Yani kâfir veya şeytana tapan olmaz.