Gazal.
Söylenene göre annem koymuş adımı. Bir hikayesi var mı bilmiyorum fakat beni bırakıp giden kadının arkasından döktüğüm yaşların hepsi için yanıyordu tenim. Bir babamın varlığı, bir de annemin varlığı belirledi abim ve benim kaderimi. Yaptıkları seçimlerden dolayı sürüklendik biz o ev diye söyledikleri yetimhaneye, hiçbir zaman evim olarak görmedim ben orayı. Ama abim gibi de baş kaldıramadım hiçbir zaman.
Sesim çıkıyordu ama, ulaşmıyordu sanki onlara. Büyüklerdi. Benim ruhum, bedenimden büyük olsa bile; boyum yetmiyordu onlara. Belki bu yüzden duyamadılar sesimi. Ya da duydukları halde, duymak istemediler. Sağır kaldılar. Dilsiz kesildiler.
Hep öyle olurdu ya, yaşanan olaya sağır ve dilsiz kalanlar yüzünden çaresiz olurdu insan. Zaten en büyük kötülüğü de insan, insana yapardı.
İnsan, insanın kurdudur derlerdi, belki de bu yüzdendi.