Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

irem

"Güzel kızların hepsi derse girdi galiba, gidelim Muşta, ben burada mutlu değilim artık," dedi Yener zevzek zevzek, başını da Adnan'ın omzuna yaslamıştı, aracın camından dışarıya bakıyor, gelip geçenleri kesiyordu ama genç mühendislerin aktif olduğu bu saatlerde burada pek kıza rastlayamazdı. "Koyun can derdinde, pezevenk am," dedi Muşta ağır argo bir dille, yanaklarım anında ısındı, gözlerimi kaçırıp Gurur'a bakmaya devam ettim. "Beni el kadar kızın önünde şerefsiz şerefsiz konuşturttuğun için tesise dönünce sana bir temiz dayağım var. Unutturma. Olur da unutturursan x2 dayak. Adnan, not al. Tesise dönünce bu mitokondrisizi kuzu gibi çevire çevire döveceğim."
Reklam
"Bu gece sen, ben ve senin arkadaşların normal gençlerin yaptığı aktivitelerden birini yapacağız," dedi Gurur. "Muhtemelen Kafeler Caddesi'nde, Barlar Sokağı gibi yerlerde takılmayı seven tiplerle arkadaşsın. O zaman biz de orada bir yerde takılacağız." "Hayatında hiç genç olmamış gibi konuşuyorsun," dedim kuru bir sesle. Dudakları belli belirsiz yukarı kıvrıldı ama bu defa alaycı değildi bu kıvrım, hatta o kadar silikti ki sanki yoktu: "Ben hiç seninle aynı yaşta olmadım."
Zerda: Umarım başına dağdaki kayalardan biri düşmüştür de ondan bana iyi geceler mesajı atamamışsındır ya Gurur Mert Çalıklı: Bensiz iyi mi geçecek yani gecelerin? Seni kınıyorum Zerda: Sen yine de o iyi geceler mesajını atsaydın, hayret bir şey. Çevirme hiç. Gurur Mert Çalıklı: Seni gördüm, annenle sohbet ediyordun, geç saatlere kadar uyumazsınız diye düşünmüştüm Zerda: Odamı mı röntlüyorsun sen Gurur Mert Çalıklı: Çoğunlukla, evet Zerda: Hmmmm Zerda: Başka napıosun peki :) Zerda: Cimcime seni :)

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Yaşadığın o boktan ilişkiden sonra bir daha yapamazsın sanmıştım. Hey, seninle gurur duyuyorum." "Tüm bunları..." "Niye mi söylüyorum?" Eymen gülümsedi. "Çünkü kıskançlık tatlı bir paylaşamama durumu olarak kalmalı," bir an şaşkınca kardeşime bakakaldım. "Kıskanmak sevimli bir çekişme olmalı, yüzü gülümsetebilmeli. Şiddete dönüşmemeli." Derin bir nefes aldı. "Tabii ki canını sıkarsa onun uzun götünü tekmelerim ama..." Gözlerimin içine baktı. "Kılına zarar gelse dünyayı yakacak kardeşin bir kardeşin var doğru ama bunun böyle olması bana senin hayatına karışma hakkını vermez."
"Ben bu bakışı biliyorum, Zeliş, hiç bakma öyle valla. Ben bu bakışı elli sene içimde tuttum. O gitti, bu dünya bana otuz sene boyunca çok ayıp etti." Elimin üzerine vurdu. "Bak şu gözüme, göz kaleminden, fardan, rimelden, kırışıklıklardan, damarlardan fazlası var bu gözlerde." Gülerek başını kaldırıp gözlerini gözlerime yaklaştırdı. "Bu gözlerde elli senelik bir aşk var."
Reklam
Sevgilim: Sevgilim Zeliha Özdağ: Bana şöyle şeyler söyleme. Sevgilim: Aşkım demeyi de ben sevmiyorum Zeliha Özdağ: Onu da deme Zeliha benim ismim. Sevgilim: Sana su perim dememi falan mi bekliyorsun şu an Zeliha Özdağ: 32 yaşında olduğun için yeni jenerasyonun nasıl şeylerden hoşlanmadığını bilmen çok normal Sevgilim: Antalya'da lojmanda bir kızla tanışmıştım Sevgilim: Senin yaşlarındaydı Sevgilim: Bana aşko demişti Sevgilim: Yeni jenerasyon bundan hoşlanıyordu değil mi Sevgilim: Aşko Zeliha Özdağ: Tamam sevgilim diyebilirsin
"Nişanlısı var," dedim Yener'e dik dik bakarak. "Adı da Hüsrev. Okulun uygulama hastanesinde doktorluk yapıyor." "Duydun mu lan kısırlaştırılmamış sokak kedisi," dedi Adnan, Yener'e dik dik bakarak. "Hüsrev çırpar seni." "Bir Türk askerini kimse çırpamaz," dedi Yener kendini beğenmiş bir tavırla. "Hüsrev seninle aynı boylarda," dediğimde bir an duraksadı. "Çırpabilir o zaman," diye mırıldandı Yener.
If I got locked away And we lost it all today Tell me honestly, would you still love me the same? If I showed you my flaws If I couldn't be strong Tell me honestly, would you still love me the same?
İçinde aşk var yüzünde kin Yüreğine sor bu da kim Her sabah baktığın aynadaki Bana deliriyor hala