“Pahom’un ihtiyacı olan toprak parçası sadece bir metre seksen santimetreydi.”
Ölüm üzerine düşünmeyi bir nevi tatlı hale getiren tuhaf bir havası varmış Tolstoy’un. Kahvedeki din tartışmalarından, köydeki ayakkabıcı meleğin insanın neyle yaşadığını öğrenme yolculuğuna kadar; her hikaye ne kadar farklı da olsa, birbiriyle bağlantılı gibiydi.